14 Eylül 2017

Büyüleyici Bağırsak / Giulia Enders
























Tükürüğümüzün içinde ağrı kesici de mevcuttur ve bu ağrı kesici morfinden bile daha etkilidir. Bu ağrı kesicinin ismi opiomorfindir ve kendisi  2006 senesinde keşfedilmiştir. Elbette ki opiomorfini yalnızca ufak miktarlarda üretiriz; sonuçta tükürüğümüz bizi ağrı kesiciye boğmak istemez. Ama ufacık bir miktar bile yeterince etkilidir çünkü ağzımız tam anlamıyla hassas bir bölgedidir! (s:32)


Yağ konusunda şüpheleri olan insanlar için ilginç bir noktada şudur: Zeytinyağı, istenmeyen fazlalıklara karşı mücadele edecek potansiyele sahiptir. Bunun sebebi yağ dokusunda bulunan ve fazla olan karbonhidrattan yağ üretmeyi seven bir enzimi, yani lipogenesisi bloke etmesidir. (s:63)

10 Ağustos 2017

Gölgeler Koridoru / Muhyiddin Şekûr















İnsanların çoğu gaflet içerisinde, ölümün ya da hastalığın kendilerine dokunmayacağını sanıyorlar. Ayrıca, şunu hatırlarından çıkarıyorlar ki, elde ettikleri veya satın aldıkları her şeyin asıl sahibi Malik-i Mutlak’tır. Konuya bu açıdan bakıldığında, bütün koşturmaların, telaşların beyhude olduğu aşikar olur. (s:92-93)

“Şayet amel etmeden, tekkede ilahiler söylemekle yetinirsek, Şeytan’ın oyununu bozamayız. Söylediğimiz ilahiler elbette ervahı ve diğer varlıkları şad eder, ama bundan daha fazlasını yapmak boynumuzun borcu. Zira tasavvuf, insanoğluna hizmet etmektir. Bunu yapmaya gayret edersek, Allah’ın tevfikiyle, O’nun Ehadiyet’ini ve Samediyyeti’ni insanlara göstermek için yeni yollar keşfedeceğiz.”
“Başarısızlık gibi bir seçeneğinizin olmadığını unutmayın” dedi Şeyh. Öğrenmek ve daha sonra da çemberinizden dışarıya çıkarak öğrendiklerinizi başkalarına öğretmek zorundasınız.”(s:150)

03 Temmuz 2017

Nur / Mustafa Kutlu

















İnsanoğlu da diğer canlılar gibi öncelikle güvenlik arar. Kendisini güvende hissetmediği sürece hep bir tedirginlik, bir endişe, hatta korku içindedir. Bu sebeple kabiliyetini sergileyemez, sevgisini belli edemez, ölçme ve değerlendirme yapamaz, dengede duramaz. (s:58)

Otuz yaşında var yok. Ufak tefek , kara kuru. Koğuşun her işine koşuyor.  Yemek, çay, temizlik. Bir gün bunu çağırdım yanıma, dedim ki “Oğlum neden kendini bu kadar yıpratıyorsun, bırak herkes kendi işini görsün”. Başını öne eğdi. “İnsana hizmet vazifemiz” dedi. “Ben bunu Allah için yapıyorum.” Nur doldu birden, hıçkırarak. Kaçar gibi kalktı, çıktı. (s: 107)


Onlar beyaz kefenler giyerek yok olmaya gidiyorlar; nefisten, benlikten kurtulacaklar, dünyanın dört bir yanından gelen müminlerle bir olup dönecekler, ölecekler. Ve sonra anadan doğmuş gibi günahlarından arınıp tövbe sularında yıkanıp geri gelecekler. Hac Mahşer’de toplanmak gibi bir şey. Kişi orada kendisiyle hesaplaşıyor. Günahlarına ağlıyor. Yaradana sığınıp af diliyor. 
Af kapıları ardına kadar açık.
Bundan büyük nimet olur mu? İçin Zemzem’i için. İçtikçe hafifleyin, dünyanın yükünü, kirini atın üzerinizden.(s:126)





23 Haziran 2017

Ah Bu Hastalar / Prof.Dr. İsmail Hakkı Aydın
















Alabildiğin kadar ilmi al, verebildiğin kadar ilmi aktar! Ne kadar alırsan o kadar zengin, ne kadar verirsen de, o kadar saygın olduğunu unutma! (s: 20)

Erdem, kendin için değil, insanlık için yaşayabilmek ve insanlık için bir şeyler yapabilmektir. Bunu başardığında, ölümsüzlük şerbetini içmiş olacaksın. (s:22)

Radyoaktivitenin keşfi 120 yıl, DNA’nın tanımlanması ise 50 yıl kadar önce idi. Nitekim yüzyıl evvel N.Tesla’nın çalışmalarını esas alan buluşlardan sonra, birkaç ilaç ve tıbbi malzeme hariç, “Batı Cephesinde Bir Gelişme” olmamıştır. Buna rağmen, yaradılışta var olan insani duyguları ve nerede ise her fizyolojik hadiseyi “patolojik” olarak değerlendiren bir kafa yapısı ile “hastalık” sayısında alabildiğine artış olmuştur. Yaratılan uyduruk hastalıklar, bunları tedavi(!) eden uyduruk ilaçlar ve bu hastalık(!) grubuna girmek için “hasta olmayan kalmasın(!)” felsefesi ile yalvaran sağlıklı insanlar… (s:190)

Her şeye rağmen, hastaların yine de kendilerini muayene ve tedavi edecek doktor, ameliyatlarını yapacak cerrah bulabildiklerine, ben şaşırsam da, dua ve şükretmelerini öneriyorum. Zira hekim meslektaşlarımın tertemiz iradelerine, bilgi ve maharetlerine hulüs-i kalp ile iltica edenlerin ve teslim olanların, her zaman Şafi sıfatlı Yaradan’ın şifasına mazhar olacakları inancındayım. (s:215)

(Girdap Yayınları; 2017, 252 sayfa)


14 Haziran 2017

Derviş ve Ölüm / Meşa Selimoviç
























Üzerinde çatlak bulunmayan sağlam bir duvar gibi görünüyordu hayat. Ama beklenmedik bir sarsıntı, bu mağrur duvarı, kumdanmış gibi bir anda yerle bir etti. (s:91)

Fethettiğimiz dünya değil, ayağımızı koyacak bir parça yer; dağ değil, gözümüzdeki resim; deniz değil, oynak sertliği ve üzerindeki yansımasıdır. Bize ait olduğunu sanırız. Sıkıca tuttuğumuz şey, yanılsamadır. (s:113)

03 Haziran 2017

Son Nefes / Paul Kalanithi
















Derin bir iç geçirdim. Beni teselli etmeye çalıştığını bilsem de, sözleri inandırıcı gelmiyordu. Hayatım kendimi eğitmek, sahip olduğum potansiyeli geliştirmekle geçmişti ve şimdi bu potansiyel bütünüyle boşa gidecekti. Çok çaba harcamış, çok şey planlamış ve ulaşmaya ne kadar çok yaklaşmıştım. Oysa şu anda gücüm kuvvetim tükenmiş bir haldeydim. Hayal ettiğim gelecek, sahip olduğum kimlik bir anda çöküvermişti ve annemle babamın taşıdığı aynı varoluşsal kaygılarla yüz yüzeydim. Teşhis teyit edilmiş, akciğer kanseri olduğumdan kimsenin şüphesi kalmamıştı. Titizlikle planladığım, dişimi tırnağıma  takarak elde ettiğim istikbal artık yoktu! (s:114)

07 Mayıs 2017

Beyhude Ömrüm / Mustafa Kutlu




















Gidin bakalım.
Her güz kurulur bu kervan.
Köy kendini geçindiremiyor. Gurbetin geliri olmasa halimiz harap.

Güzün gidecek, bahara yonca biçiminde dönecekler.

Bazıları artık dönmüyor. İstanbul gurbetinde yerleşip kalanlar var.

Köyün nüfusu gide gide azalıyor.
Onlar da oraya bir bahçe kurmaya gidiyorlar.
İnsanoğlu dünyaya niçin gelir?
Herhalde bir bahçe kurmaya gelir.
Bu düşünceyle gülümsüyorum.
Dünya dediğimiz de bir gurbet değil mi? (s:70)

24 Nisan 2017

Hayatımın Hikayesi / Helen Keller














On dokuz aylıkken geçirdiği bir hastalık sonucu görme, işitme ve konuşma yeteneğini yitirmişti. Keller’in hayatı, yedi yaşındayken yaşamına giren bir öğretmenle değişti. 

Helen Keller tıpkı öğretmeni Anne Sullivan gibi hayatını körlere ve sağırlara adadı; bir çok kitap yazdı. (s:5)

21 Nisan 2017

Suyun Gizli Mesajı / Masaru Emoto

























Sayın Masaru Emoto,
Kar kristallerinin birbirinin aynısı olmadığı bilgisinden esinlenerek, dondurduğunuz sularda oluşan kristallerin, farklı etkilere maruz kaldığında oluşturduğu fotoğrafları çekerek
suyun gizli mesajını okuduğunuz ve bizlerle de bu fotoğrafları paylaştığınız için, 
tüm kalbimle teşekkür eder, sevgi ve şükranlarımı sunarım. 

14 Nisan 2017

Yeniden Başla / İkbal Gürpınar




















Dikkatinizi çekerim; Şeytan, Cennet'te sadece BİR günah işledi, kibirlendi, ebedi saadetten oldu. "Demek ki benim en çok uzak durmam gereken şey kibir," demeli insan.

Mahşere kadar insanı yoldan çıkarmaya yemin etmiş olan Şeytan, bize güvenen Rabbimize, bizim ne kadar güvenilmez bir varlık olduğumuzu ispatlamaya, bizi tuzağına düşürmeye çalışıyor. O halde Müslümanlara düşen ne? Bir Müslüman'ın bunları bilip, fark edip, anlayıp hâlâ hatada ısrar etmesi; boş başaklar gibi başını dimdik tutup "En iyi ben bilirim," demesi; kendine yeni insan putlar bulması... Bunlar akla ve mantığa sığar mı hiç?  (s:14)

07 Nisan 2017

Okur Dergisi Çıktı!




Bir 'kitap dergisi olan 'Okur' çıktı.
Kitapseverlere hayırlı olsun.
Kaliteli kitap tavsiyeleriyle, bu alandaki boşluğu dolduracağına inanıyorum.
Yolunuz açık olsun.

30 Mart 2017

Sufi Terapistin Sohbet Günlüğü / Robert Frager



















Kalp, Allah'ın inşa buyurduğu bir mabettir ve hepimizin içindeki ilahi kıvılcım oraya konmuştur. Efendimin bayıldığı bir hadis-i kudsîde şöyle buyrulur, "Yerlere ve göklere sığmayan Ben-Azîmü'ş-şân- samimi bir müminin kalbine sığarım." Efendim, kalbimizin, dünyadaki bütün kutsal mekânlardan, mescitlerden, türbelerden daha da kıymetli olduğunu söylerdi. Dünya üstünde bulunan mübarek mekânlar, mescitler, peygamberler ve büyük veliler tarafından inşa edilmiştir, halbuki kalp sarayı Allah tarafından bizzat kendisi için yapılmıştır. (s:75)

10 Mart 2017

Louis Braille / Margaret Davidson





















GÖRMEZLERİN KİTAP OKUMASINI SAĞLAYAN ÇOCUK

Louis Braille kendine ne olduğunu anlamayacak kadar küçüktü. "Ne zaman sabah olacak?"diye sorup duruyordu. Herkes bu sorudan nefret ediyordu. Çünkü artık bu sorunun yanıtının Louis Braille için " hiçbir zaman" olduğunu biliyorlardı. Hayatının geri kalanını görmez olarak geçirecekti. (s:11)

"Ama bu çok önemli! diye açıklamaya çalışıyordu Louis. "Anlamıyor musunuz? Kitaplar olmadan asla gerçekten öğrenemeyiz! Oysa okuyabilseydik neler olabileceğimizi bir düşünün. " (s:35)

09 Mart 2017

Dedemin Bakkalı / Şermin Çarkacı
























En büyük korkularımdan bir tanesi bakkala hırsız girmesiydi. Bir hırsız girdiğinde ne yapmam gerektiğini bilmiyordum, dedem bu konuda bilgi vermemişti. Bence o da bilmiyordu.
Dedeme bir kez sordum, “Açma şom ağzını, olmaz köyde böyle şeyler” dedi.
Fakat ben bu bakkalın çırağı olarak her türlü tedbiri almak zorundaydım.

06 Mart 2017

Simyacı / Paulo Coelho



Yaşlı tüccar bir süre ağzını açmadı. Sonra konuştu:
"Peygamberimiz bize Kuran'ı verdi ve ömür boyu yalnızca beş kurala uymamızı zorunlu kıldı. En önem şart şudur: Bir tek Allah vardır. Öteki şartlara gelince: Günde beş vakit namaz kılmak, Ramazan'da oruç tutmak ve yoksullara zekât vermek..."
Sustu. Peygamber'den söz ederken gözleri yaşarmıştı.

25 Şubat 2017

GAPS Bağırsak ve Psikoloji Sendromu















Yayıncının GAPS Hikayesi

Bu kitap; 18-20 yıl süren sağlık mücadelesinin ve iyileşme çabalarının sonunda, tüm tedavi seçeneklerinin ve tüm çıkış yollarının denenip umutların tükenmeye başladığı bir sırada karşımıza çıktı...

Psikiyatrik hastalıkların, hasarlı bağırsak florasının beyinde toksisiteye neden olmasıyla oluştuğunu, son birkaç yıl içinde öğrenmiştik ve bu bilgi bizim için bir devrim niteliğindeydi! Ancak bağırsak florası tedavisi için yaptığımız türlü diyet ve tedavilerin sonucunda psikiyatrik hastalıklarda iyileşme göremeyince, bu konuyla ilgili araştırmalara koyulduk... İşte tam bu sırada, çaresiz bir arayış sonucunda internette karşımıza sarı kapaklı bir kitap çıktı; adı da: