24 Mayıs 2007

Bilim Kutsal Bir İnektir - Anthony Standen



Eğer insan, psikolojiyi bilimsel değil de hakiki biçimiyle öğrenmek isterse, yapılacak en iyi şey, edebiyat başyapıtlarını okumaktır. (s:93)

27 Nisan 2007

Yitik Cennet - Sezai Karakoç



İlâhinamedeki o şeytan öyküsünü hatırlıyorum burada birdenbire. Nasıl da dışarıda olan şeytan, Havva’nın çocuk sevgisi ile Âdem’in saflığının birleşmesinden faydalanarak ve görünüşte yenilerek insanın içine girmenin yolunu bulmuş ve sonunda Âdemin içinden şöyle fısıldamıştı: “Şimdiye kadar dışındaydım ve her zaman için, yenilmem mümkündü. Ama şimdi içine girdim, etine ve kanına karıştım. Artık yenilmem mümkün değil.” (s: 8)

16 Nisan 2007

Kitab-ül Hiyel - İhsan Oktay Anar



“Ustaların kılınç yapmak için saatlerce ve günlerce dövdükleri demir neden serttir, bilir misin? O, insanoğluna hemen boyun eğmez., çünkü onların, kendisiyle işleyecekleri suçları bilir. Bu yüzden de ortak olacağı günahların bedelini ateşte dövülürken peşinen öder. Zalimlerin kolları kendi erişilmez isteklerine göre çok kısadır. Tutkularının büyüklüğü onları böylece sakat kıldığından, bizim kılınç dediğimiz koltuk değneğini kullanırlar. İcat ettiğin silah işte onların tutkularını büyütecek ve zulümlerini arttıracak. Sen onların kollarını uzattın. Oysa kılınçlar yeterince uzun değil miydi?” (s: 12)

12 Nisan 2007

Faust - Goethe



BAŞKA BİR KENTLİ:
Pazar ve bayram günleri savaştan ve onun patırtısından daha hoş bir konuşma bilmem! Ta uzaklarda, Türkiye’de, halkların birbirleriyle savaşını konuşmak ne zevkli! İnsan pencereye yaslanır, şarabını içer, nehirde çeşitli gemilerin süzülüp gidişini izler. Akşam olunca, keyifle eve döner. Barışı ve barış zamanlarını kutsar.

07 Nisan 2007

Kendine İyi Bak - Kemal Sayar



Ben insanlara en az ‘eyvallah eden' kişilerin, erdem sahiplerinin, iktidarın albenisine râm olmayanların, hâsıl-ı kelam ‘bu çağın soyluları’nın hayatta güzel söz söylemekten başka meziyetleri olmayan insanlar arasından çıktığını sanıyorum. Rindler, dervişler, şairler, hikâyeciler, kâinatı kuşatan İlâhi Nağme’yi terennüm edenler, âlimler, sanatkârlar, Mecnun’lar… Hayatı güç toplama yarışına çevirmeyenler. Ağır ve düşünceli yürüyenler. Yalnız Allah’ın önünde eğilenler. Bir gülü koklamasını bilenler. Ne mutlu onlara… (s: 22)

02 Nisan 2007

Afrikalı Leo - Amin Maalouf



“Gidin, göç edin. Tanrı size yol göstersin; çünkü yabancıların egemenliğinde ve aşağılanarak yaşamayı kabul ederseniz, inancın alaya alındığı bir ülkede yaşamayı kabul ederseniz, Kitap ve Peygamberin, -üstlerine hep nur yağsın- her gün alaya alındığı ve aşağılandığı bir yerde yaşamayı göze alırsanız, Müslümanlığın utanç verici bir görüntüsünü çizmiş olursunuz. Ulu Tanrı bunun hesabını Hüküm Gününde sorar." (s: 73) (1516-1517)

29 Mart 2007

Gariplerin Kitabı - Ian Dallas



İyice biliyorum ki, halkın öğrenim görmesinden sorumlu olanlar –bu sorumluların en yüksek düzeyde, en iyi olanlarından söz ediyorum, en kötülerinden değil- bizzat kendileri baştan aşağı cahildirler. Öğretiyorlar, ama hiçbir şey bilmiyorlar.

23 Mart 2007

Zengin Hayaller Peşinde - Cahit Zarifoğlu




...Dün öğrenmek ve ibret almak için okurken, bugün yalnızlığını gidermek için, gerçekleriyle geçinemediği ve baş edemediğinden, hayali dostlar, can yoldaşları edinmek için okuyor. Bitirip rafa kaldırdığı bir eser onda daha daha şiddetli yalnızlık duygularına sebep oldukça, daha çok sarılıyor romana ve bu da, romanın egemenliğini çoğaltıyor boyuna. (s: 63)

17 Mart 2007

Kırdığımız Oyuncaklar - Sunay Akın



Enola Gay, dünyaya getirdiği erkek çocuğuna “Tibbets” adını koyar. Çocuk büyür ve pilot olur. O da, annesinin adını verir uçağına. Enola Gay’in 6 Ağustos 1945tarihinde, Hiroşima üstünde açılan kapakları bu kez 250 bin insanın ölümüne neden olan atom bombasını doğurur! Böylelikle, oyuncakla oynayan bir Japon çocuk, Nazım Hikmet’in dizeleriyle ilk kez girer şiirimize:

13 Mart 2007

Zor Zamanda Konuşmak - İsmet Özel



Yazar Giovanni Pappini dünya ölçüsünde kudsiyet atfedilmek istenen eserlerle alay ederek bu putları yıkmayı denemiş, Gog adlı eserinde. Kitabın kahramanı 'Gog' batı medeniyetinin ölçülerine vurulduğu zaman belki deli denilebilecek bir tiptir. Yazar delice düşünceler ileri sürmenin imtiyazına sığınıp batı medeniyetinin şaheserlerini ustaca iğnelemek fırsatını kullanmış. Zaten deli diye bilinmek bir çok şeyi kolaylaştırıyor, hatta samimi ve dürüst kalmanın bir yöntemi oluyor bu. Gog, edebiyatın şaheserleri olarak bilinen şeyleri saçma sapan buluyor. Düşünmeye değmez mi sizce? Bakın Gog’un sunuşuyla bazı eserler ne durumda:

07 Mart 2007

Efrasiyab'ın Hikayeleri - İhsan Oktay Anar




Vaktiyle Kayseri’de ihtiyar bir kadının, yaşı yirmi yediyi geçmesine rağmen evlenmeye bir türlü yanaşmayan Zeynelabidin adında bir oğlu vardı. Bu nankör ve anlayışsız oğul, zavallı anasının bütün rica ve ısrarlarına rağmen,

27 Şubat 2007

Televizyon Çağı TV Beyaz Camın Arkası - Martin Esslin



Pencerelerin açık olduğu ılık bir gecede herhangi bir gelişmiş ülkenin herhangi bir şehrinin herhangi bir mahallesinde yürüyün, önünden geçtiğiniz her evden bir televizyon ekranından yansıyan mavimsi pırıltıları görürsünüz. Zaman makinesinden çıkmış bir kuşak öncesine mensup bir ziyaretçi buna, yani bütün insanların büyülenmişçesine gelip geçen görüntüleri saatlerce seyre dalmasına, pasif alıcılığa gömülmesine ne derdi acaba?

23 Şubat 2007

Hafıza Teknikleri İle Beyin Gücünü Geliştirme - Oğuz Saygın, Abdullah Maraşlı, Muhammed Maraşlı



Genelde, çok iyi ve çok kötü hafıza yoktur. Eğitilmiş ya da eğitilmemiş hafıza vardır.(s: 15)

Klasik eğitim sisteminde daha çok sol lob ağırlıklı akademik bilgilere prim verilmekte, sağ lobun faaliyetleri ise maalesef ihmal edilmektedir.(s: 33)

10 Şubat 2007

Don Kişot - Cervantes



…Sizin anlayacağınız, şu ünlü Lepanto* (İnebahtı) savaşında ben de vardım, değerimden çok, bir talih sonucu elde ettiğim yüzbaşı rütbesiyle katıldım çarpışmaya. Hristiyanlık için pek mutlu bir gündü o. Bütün Avrupa uluslarını, Türklerin deniz üstünde yenilmez oldukları efsanesinden kurtarıyor, Osmanlı gururunu yıkıyorduk. (s: 434)