29 Nisan 2006

Elde Var İnsan - Senai Demirci



Gerçek ve sahte tebessüm arasında açık farklar vardır. Sahte bir tebessüm, yüzün bir yanını diğer yanından daha az etkilediği için her zaman asimetrik durur. Gerçek bir tebessüm tam anlamıyla simetriktir; yüzün her iki yanına da eşit dağılır. Gerçek tebessüm dudaktan göz kenarlarına kadar yayılırken, sahte tebessüm sadece dudaklarda kalır. Yani, içten tebessüm etmeyen kişinin “gözlerinin içi gülmez”. (s: 24)


1930’larda yapılan bir araştırma prematür bebeklerin dokunmayla çok şey kazandığını ortaya koydu. Daha sık elde tutulan ve kucağa alınan bebeklerde ölüm oranı üçte iki azalmıştı. Şimdilerde minik ve zayıf bebeklerin cılız nefeslerini alıp verdikleri Yenidoğan Yoğun Bakım Birimlerinde görevli sağlık personeline, bebeklere düzenli olarak dokunmaları, masaj uygulamaları tembihleniyor. “Dokunulan” bebekler, dokunuldukları sırada, stres davranışlarını (yumruğunu sıkmak, yüzünü kırıştırmak gibi) daha az gösteriyorlar. (s: 52)

Ünlü romancı D.H.Lawrence,hiçbir şey için ‘bu benimdir’ deme diye uyarmıştı yıllar öncesinden. Sadece, “bu benim yanımdadır" dememize izin vermişti. Gerçekten de, varlığımızı zenginleştiren, yaşayışımızı derinleştiren ne varsa, hepsi zamanın akıcılığı içinde çürümeye, eskimeye, yitmeye mahkumdur. Şu andaki hali ne olursa olsun, üzerinde her zaman bir fanilik, geçicilik damgası taşır eşya ve insan. Buna göre aslında hiç kimsenin “ben gencim” deme hakkı da yok gibidir; doğrusu, bulunduğu gün içinde ‘ihtiyar’ diye tarif ettiklerinden biraz geç doğmuş olmasına borçludur gençliğini. Ne kadar genç olursa olsun, bir başka zamanın ihtiyarıdır her genç. (s: 171)

Zaman bir ırmak gibi herkesi kucağına almış akıyor. Kimileri bu nehrin genç sularında, kimileri ihtiyar sularında duruyor olabilir. Nehrin hangi sularında olduğumuz çok da önemli değildir; önemli olan herkesin bu nehrin içinde olduğu gerçeğidir. Hiç kimse nehrin kıyısına çıkıp kendi gençliğini sabitleyemez, hiç kimse nehrin akışına direnip geri duramaz. (s:171)

(Timaş Yayınları, 2006, 192 sayfa)


42

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder