26 Temmuz 2012

Cennete Giden Günahkâr - Halit Ertuğrul



Ömrü günahlarla geçmiş bir adam, kurtuluş umudu için O beldenin imamına gitmiş: "Benim halim ne olacak?" diye sormuş.
İmam da;"Yaptığın rezilliklere bakmayıp, bir de gelip çare mi arıyorsun?" diye azarlamış. "Sen artık cehennemliksin, seni kimse kurtaramaz" demiş. Adamcağız çaresiz bir halde dönmüş. "Madem cehennemliğim" diyerek günah işlemeye devam etmiş.
Aradan yıllar geçmiş, yine adamcağız bir umutla gecenin bir vaktinde tenha bir mezarlığa uğramış, sabaha kadar mezarların arasında ellerini Rabb'ine açıp; çocuklar gibi ağlamaya, gözyaşı dökmeye, tevbe, istiğfar etmeye başlamış. İçindeki ateş o kadar yakıcı ve yüreğindeki pişmanlık öylesine büyükmüş ki, adeta köz olup kavrulmuş, ilâhî huzurda.


Sabahın erken saatinde bakmışki; Hz. Ömer geliyor yanına doğru. Bitmiş, tükenmiş haliyle ayağa kalkıp el pençe vaziyette karşısına dikilmiş: "Beni öldürmeye mi geldin, Ya Ömer?" demiş. Hz.Ömer ise; "Hayır, seni öldürmeye değil, tebrik etmeye geldim" diye cevap vermiş.
Adam şaşkınlık içinde; "Ben cehennemlik birisiyim, tebrik edilecek neyim kaldı?" diye atılmış. Hz. Ömer ise, bütün insanlığa verilen o ünlü mesajı anlatır, yüreği kabara kabara:
"Bu gece rüyamda Efendimizi(a.s.m) gördüm. Git; mezarlıkta yalvarıp, yakaran, bitap düşen ümmetimden o kimseye söyle. Onun yürekten ve gönülden yaptığı niyazları, duaları kabul oldu. O kazandı, ama onu umut kapısından geri çeviren o imam kaybetti. Söyle ona, o günahkâr kul cennetliktir artık!"
İşte cennete giden günahkâr...
Bunlar; hata işleyen, yanlış yapan ve günahlara bulaşan insanlara neler yapması gerektiğiyle ilgili önemli mesajlardır. Çünkü kul, ne kadar günahkâr olursa olsun, yeniden bir silkiniş, yeniden bir tövbe ve yeniden Yüce Mevla'ya dönerse onun için kapılar her zaman açıktır.
Hele yaptığı hatayı anlayıp, içinin alevi ve yüreğinin yangınıyla yıllarca seccadesi başında pişmanlık gözyaşı döküp af dileyen Leyla Hanım'ın samimi hali gibi olursa, Cenab-ı Hakk'ın, o kulunu geri çevirmesi mümkün müdür?
Aramızda çok "cennete gidecek günahkârlar" dolaşmaktadır. Ama aramızda çok da "cennetlik" sanılan cehennemlikler mevcuttur. Buradaki sır, , görünüşünde değil, yüreğindeki pişmanlığında, tövbesinde ve samimi yalvarışındadır...(s:131-132)

Cennete Giden Günahkâr'ları Rabbim nasıl bağışladıysa, nedamet eden, pişman olan bütün kulları da affedecektir. Çünkü bütün annelerin şefkat ve merhameti toplansa, Yüce Allah'ın merhametinin bir pırıltısı bile yapmamaktadır. O(c.c.) kullarını o kadar çok sevmektedir ki, onları affetmek için bahane aramaktadır.

Umutsuz gönüller şahlanın artık, bizi affetmeye hazır bir Rabb'imiz var. (s: 142-143)


(Nesil Yayınları, 2011, 143 sayfa)


8



KİTABIN ARKA KAPAĞINDAN

Yürekleri paramparça eden böyle bir “hayat savaşına” dayanmak mümkün değildi.
Gencecik bedenlerin lime lime doğranışına...
Kan revan içinde, akılların çıldırışına...
Taptaze umutların yeşermeden sönüşüne...
Nasıl dayanılabilirdi?
Bu öyle bir savaştı ki;
Hasret ateşinde sevdaların tutuştuğu...
Gönül ocağında özlemlerin korlaştığı...
Kavuşma hayallerinin eriyip, buharlaştığı...
Bir kıyametti.
Okurlarımdan birisinin anlattığı bu hayat hikâyesi, beni çok etkilemişti. Derhal hikâyenin canlı şahitlerini bulup, bu hatıraları bir kitap haline getirmeyi düşündüm. Emindim ki, böyle bir eser, toplumun yediden yetmişe tüm karamsar fertlerine bir umut, bir ışık olacaktı.
İnsanın kanını donduran bu gerçek hayat hikâyesinin esrarlı yolculuğuna var mısınız?
Cennete Giden Günahkâr, karamsar dünyalara bir cennet ümidi ekmek için sizleri bekliyor.

2 yorum: