18 Temmuz 2012

Derdimi Seviyorum - Hekimoğlu İsmail



Haramın, helalin ayırt edilmesi, kuvvetli imanla mümkündür.Öküz, gördüğü her şeye bakar. Bakılması gerekenlerle, bakılmaması gerekenler onun için bir anlam ifade etmez. Kafasını kaldırıp, iri gözleri ile her şeyi kolaçan eder.
Koyun da otladığı otun haram mı, helal mi olduğunu düşünmez. Dişine ne gelirse yer, bitirir.
İnsanı öküz gibi her gördüğüne bakmaktan, koyun gibi her bulduğunu yemekten helal-haram inanışı kurtarır.
Bu da Allah'a tam teslimiyet, mükemmel bir imanla mümkündür. (s: 48)


Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki... Camilerde cemaat yok. Amma herkes müftü! (s:62)

Mehmetçik cephede Allah'ın cihad ayetlerine uyup savaşırken, bacısının Allah'ın örtünme ayetlerine uyduğundan dolayı okuldan atıldığını duysaydı neler olurdu acaba? (s:76)

Ben inatçı isem, inat edip sigarayı bırakmalıyım. İnat edip her sabah camiye gitmeliyim. İnsan, inadını kesip atamaz ama, yönünü değiştirebilir. (s:90)

Üniversite tahsili yapan kardeşlerim, tecvitle Kur'an okumayı öğrenmeli. Son cüzü ezbere bilmeli. Ayrıca lisan öğrenmeli. (s: 154)

Geçen Bursa seyahatinde Hekimoğlu bazı lokantaların girişinde asılı, büyük "içkisizdir" levhalarının önemine dikkat çekmiş, bu islami tavrın karşılıksız kalmaması için bu lokantaların aranıp bulunması gerektiğini söylemişti. (s: 162)

Okul sıralarında dindar olmak tabii ki pek güzeldir. Yalnız, bundan sonraki üç safha çok önemlidir. Para sahibi olduğunuzda dindarlığa devam ediyor musunuz? Askerlik dönüşü yine dindar mısınız? Evlendikten sonra da dini gayretleriniz sürüyor mu? İşte o zaman siz yola koyulmuş demeksiniz. (s: 185)

Maneviyat kısırlığı habbeyi kubbe yapar, en küçük hastalıklar çok büyük gibi gözükür. Hastalığını büyük göreni, tedavi etmek zor...Hastalıklar kaderin ikaz taşlarıdır. "Dikkatli ol, ömür sermayeni boşa harcama, benim dediklerin senin değildir. Senin olsa, tansiyonuna, midene, kulağına sahip çıkardın" diye durmadan ikazlar yağıyor. Her hastalık, ahiretten gelen bir mektuptur. Sonra insan hastalanınca, Allah'a sığınıyor. İnsanın Allah'a sığınmasını temin eden hastalık ne kadar güzel! (s:212)


(Timaş Yayınları, 2011, 304 sayfa)


4


KİTABIN ARKA KAPAĞINDAN

Recep Şükrü Apuhan ve Erkan Kavaklı'nın katkılarıyla, Hekimoğlu İsmail'in farklı zamanlarda farklı kişilerle yapmış olduğu sohbetleri, ilim ve sanatla yoğrularak, birçok konuda istifade edilebilecek bir dizi ortaya koyulmuştu. Defalarca baskısı yapılan ve beş ayrı kitaptan oluşan Derdimi Seviyorum dizisi, Atilla Şahiner tarafından yeniden gözden geçirildi ve tek bir kitap haline getirildi.

Eser birçok meseleye farklı izah tarzları getiriyor. İnanç ve ibadet hayatımıza, kültürümüze dair merakımızı güçlendiriyor, şuurumuzu tazeliyor. Çözemediğimiz müşküller, cevabını bulamadığımız sorularımıza yer veriyor. Hayatı anlamlandırmak adına; derdi olanlara, derdiyle dertlenenlere bir yol açıyor.

Kurumuş, çiğnenmiş, ezilmiş bir ağacı Şükrü Apuhan ile Erkan Kavaklı sulamaya başladı. Filiz gördüler şevke geldiler, çiçek gördüler iyice heyecanlandılar, meyveleri görünce adeta bayram ettiler. Böylece okuyucunun eline bu bahçe geçti. Kimi gölgesinde serinlesin, kimi elinin ulaştığı kadar meyve derlesin, kimi yeşilde gözlerini dinlendirsin. Yorgun yolcu, nefes alabilirse, renkler desenler armonisi içinde, sanat harikalarını seyredebilirse, kendimizi, bir şey yapmanın bahtiyarlığında hissedeceğiz.

Hekimoğlu İsmail

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder