Çeşitli kimyasal veya biyolojik toksinler,
hepatit B ve C ile HPV gibi virüsler, başka mikroplar, hücrelerimizdeki genetik
şifreyi taşıyan yapı olan DNA’da hasar oluşturabiliyorlar. DNA hasarı, genetik
şifre hasarı anlamına geliyor ve bu da o hücrenin kontrolsüz üremesi, yani
kansere ilk adımını atması demek. (s:31)
Meyvelerin birçoğu, içerdikleri güçlü
antioksidanlar ve kanser savaşçısı maddelerle birer ‘fonksiyonel gıda’.
Her bir meyvenin içerisinde onlarca, hatta yüzlerce madde var ve şeker
bunlardan yalnızca bir tanesi, üstelik birçok meyvede de sanıldığı kadar yüksek
değil. Meyvelere sadece şeker muamelesi yapmak tabiata haksızlık olur. Neden
mi? Üzümdeki resveratrol, elmadaki quercetin, nardaki punisik asit,
böğürtlendeki gallik ve tannik asitler, hücresel çalışmalarda kanser
hücrelerinin üremelerini yavaşlatıyor, bazılarıysa onları hücre intiharına
sürüklüyor, bunlar, kanıtlanmış bilimsel gerçekler! (s:46)
Hakiki bal, zannedildiği gibi şeker hastalarının
düşmanı değil. Yapılan birçok bilimsel araştırma sonucu balın şeker
hastalarında olumlu etkileri olduğunu, basit şekerler gibi kan şekerini
patolojik düzeylere yükseltmediğini gösterdi, elbette dozu abartmamak şartı
ile… (s:50)
(Hayykitap, 2017, 256 sayfa)
(Kitapta Kansersavar kuruyemişler, çekirdekler,
baharatlar, sebzeler, meyveler hakkında bilgi verildikten sonra, evde
rahatlıkla yapabileceğimiz sağlıklı tarifler de verilmiş. Kesinlikle kitabı
tavsiye ederim.)
Bu yazı için teşekkür ederim harika paylaşım yapmışsınız sıkılmadan okudum. Benim tavsiyelerime göz atmak istermisin.
YanıtlaSilHello, you have a great blog. I'm waiting for my blog
Ramiz Dayı sözleri
Tek nefeste Okunan Kitaplar
Karşılıklı Blog destekleri
Cerazza Tumblr : Cerazza