14 Haziran 2016

Umre Yolculuğumuz




4 Haziran cumartesi günü Mekke'ye vardık. Otele girişimiz akşamı buldu. Akşam yemeğini geç olarak yedikten sonra (erkekler zaten ihramlıydı, Türkiye'de Atatürk Havaalanı'nda ihramlarını giymişlerdi.) hasretini çektiğimiz Kabe'ye ulaştık.
Kızlarım ve Hatice Abla ilk defa Kabe'yi görecekleri için çok heyecanlıydılar. Ayşe'cik duygularını çok yoğun yaşayıp yansıttığı için ( 7 yaşında) bizim de heyecanımızı kat be kat artırdı. Hocamızın eşliğinde başlarımız önde Kabe'ye doğru yaklaştık. Başlarımızı kaldırıp ilk defa Kabe'yi görünce, hocamızın tembihlediği şekilde, "Rabbim, sen bugüne kadar ettiğimiz duaları ve bugünden sonra edeceğimiz duaları hayırlısıyla kabul et, bizlerden razı ol." duasını ettik. Rabbim her isteyene en kısa zamanda oralara gitmeyi nasip etsin. (Amin)

Kabe'nin etrafında tıpkı çekirdeğin etrafında dönen elektronlar gibi, tıpkı güneşin etrafında dönen gezegenler gibi kendimizi akıntıya bırakıp tavafımızı yaptık. Sonrasında iki rekat tavaf namazımızı kılıp, sonrasında Sefa-Merve arasında Hz. Hacer validemizin oğlu Hz. İsmail için su arayışını temsilen ( ki sonunda Zemzem'e kavuşuyorlar) iki tepe arasında yedi defa gidip geldik. Ayşe'cik "İstersen kucağımıza alalım" teklifimize "Dayanacağım" deyip reddetti. Rabbim umremizi kabul etsin.(Amin)




Ayşe'ciğin bir hayali de Kabe'nin örtüsüne dokunup gül kokusunu almaktı. Çok şükür bu da nasip oldu. Babamız omzunda çocukları Kabe'nin yanına kadar götürebildi. Ne kadar şükretsek az.

Fırsat buldukça tavaf yapmaya gayret ettik. 45 derece öğle sıcağında oruçlu tavaf yapmak sağlık için tehlikeli gözükse de, sırtından ter akarken Rabbinden af dilemek, kıyameti hatırlamak açısından insan ruhu üzerinde çok etkili. Rabbim o gün yüzlerimizi kara çıkarmasın. (Aminn) Tavaf başlangıcında kafamızdaki seccadeleri görüp bize şemsiyesini hediye eden adını, memleketini bilmediğim, ama iyiliğini bildiğim sakallı amcadan Allah razı olsun.

5 gece Mekke, 3 gece Medine şeklinde olan kısa Umre programımızda annemler, babamlar, eşim, çocuklar ve Hatice Abla olmak üzere 9 kişiydik. Ekip olarak gitmek çok güzel oluyor. Birbirimize destek olduk. 



Mekke'den ayrılmadan bir kez daha umre yapmak için taksiyle Ayşe Mescidi'ne gidip umreye niyet edip namazımızı kılıp telbiye getirerek Kabe'ye geri döndük. Tavafımızı yapıp, otelimize sahur için döndük. Tekrar Kabe'ye say için geri döndüğümüzde annem için de tekerlekli sandalye ayarladık. Babamın zaten otelden getirdiğimiz tekerlekli sandalyesi vardı. Çok şükür umremizi sabah 7 gibi tamamlayıp otelimize döndük. Saç kesimi ve banyo arkasından 2 saat uyuyup Medine'ye gitmek için yola çıktık.




Medine'de Peygamber Efendi'mizi ziyaret edip gönderilen selamları teslim ettik. Çok şükür gece 12 de bayanlar için açılan cennet bahçesinde namaz kılmak nasip oldu. Rabbim tekrarını nasip etsin. Gelmek isteyip de gözyaşı dökenlere bir an evvel nasip etsin.



Bu arada Hatice'm hırs yaptı. 27. cüzdeydi, çok şükür bitirdi ve Hatim duasını Peygamber Efendimiz'in yanında :) yaptı. Elhamdülillah. Rabbim cümlemizi Kur'an'ı okuyan, anlayan, hayatına tatbik eden kullarından eylesin.

Ayşe'mde ilk orucunu Mekke'de tuttu. Elhamdülillah.

7 ve 10 yaşındaki iki kızımızı bu kutsal topraklara götürdüğümüz için hiç pişman olmadık. Bilakis iyi ki götürmüşüz. Dünyanın farklı ülkelerinden gelen müslüman kardeşlerimizle Ramazan'ın gelişini karşılamak, birlikte iftar etmek, vakit namazlarını ve teravih namazını kılmak çok güzel deneyimler oldu hem çocuklarımız, hem de bizler için.




En güzeli de anne babalarımızın hayır dualarını almaktı. Elhamdülillah.


Dönüşümüz 12 Haziran Pazar günü oldu. Tam söylendiği gibi 19: 40 da uçağımız havaalanına iniş yaptı. Rabbim makbul umrelerden saysın. Tekrarını nasip etsin. İsteyen, gözyaşı döken tüm müslüman kardeşlerimize nasip etsin. (Amin)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder