16 Nisan 2016

Biofeedback Yöntemiyle Anlayarak "Hızlı Okuma"yı Öğrenme / İsa Güleç



















Kitap okurken "Dalmış gitmişim." dediğimiz çok olmuştur. Bunun sebebi okuma hızımızın, düşünme hızımızın çok gerisinde kalmasıdır. İşte okuma hızımızı düşünme hızımıza ne kadar yaklaştırırsak o kadar konsantremiz artar, dalıp gitme alışkanlığımız ortadan kalkar. Bu da okuduğumuz metinlerdeki anlama oranımızın artmasını sağlar. (s:16)

Beyninin sol tarafını kullanan kişiler kendilerini kelimelerle ifade etmekte pek zorlanmazlar. Buna karşılık beyninin sağ tarafını kullanan kişiler ne demek istediklerini çok iyi bilmelerine rağmen doğru kelimeleri bulmakta zorlanırlar. (s:24)

Yüce Yaratıcı insan beynini kullanıldıkça gelişecek biçimde tasarlayıp bize armağan etmiş. (O'na sonsuz şükürler olsun.) Bize sadece çalışmak ve bu kabiliyetleri geliştirmek kalıyor. (s:28)

"Kitap okumanın derslerimize yararı var mıdır?" sorusu üzerinde duralım. İnsan sözcüklerle düşünür, ne kadar sözcük bilirse düşünce ufku o kadar genişler, zekâ seviyesi o nispette artar. İnsanın zekasını ölçen en keskin ölçüt sözcük haznesidir. Zekâ aynen kaslara benzer, ne kadar çok çalıştırılır ise o nispette gelişir. Beyne egzersiz yaptırmanın yolu problem çözme ve kelime ezberlemekten geçer. Zekâsı gelişen insan, dersleri daha çabuk kavrayacağına göre kitap okumalıyız. (s:32)

Yanda North çalışırken hızlı okuma kitaplarında anlatılan tüm teknikleri uyguladı. Çok kısa bir süre içerisinde dakikada 3000 kelimeyi rahatlıkla okumaya başlamıştı. Hatalı davranışlardan olan ‘tekrar okuma’yı azaltarak ve göz hareketlerini hızlandırarak algılanan kelime sayısını artırarak işe başlamıştır. Sadece bu iki davranışını düzelten Yanda North yedi dakika sonra okuma hızını dakikada 200' den 400’e çıkarmıştır. (s:48)

İyi bir okuyucuda ‘dilini ve dudağını kıpırdatma davranışı’ görülmez; çünkü bu davranış okuyucunun okuma hızını yavaşlatır, onu frenler; yani okuması, okuduğunu seslendirebildiği ölçüde hızlı olur. Halbuki insanın görme ve anlama hızıyla okuduğunu seslendirme hızı arasında büyük bir uçurum vardır. Takistoskop ile eğitilen bir göz saniyenin yüzde biri kadar kısa bir sürede görebilmektedir, peki gördüğümüzü saniyenin yüzde birinde seslendirebilir miyiz? Öyleyse niye okuma hızımızı seslendirme hızımızla sınırlandıralım. (s: 50)

Önemli olan ne kadar titiz okuduğumuz değildir, verilmek istenen mesajın ne kadarını anladığınızdır. Sözcükler için değil, sözcüklerin içerdiği düşünceler için okuduğunuzda daha az zamanda daha çok bilgiye ulaşabildiğinizi göreceksiniz. Bu yüzden her sözcüğün ayrı ayrı anlamlarına takılmamaya çalışın. Önemli olan, sözcüğün o cümle içerisinde kazandığı anlamdır. Unutmayın; bazı sözcükler anlamlarını cümle içerisinde kazanır. Bu yüzden siz sözcüklere değil, cümlelere hatta paragraflara odaklanmalısınız. Amacımız “Yazar bu yazıda bana ne söylemek istiyor? sorusuna cevap almaya çalışmak olmalı. (s:84)

Hızlı okuyucu sözcükleri değil, sözcüklerin anlamlarını okur.

Fotoğrafik okumayı geliştirebilmeniz için önce uygun ruh haline geçmeniz gerekmektedir. Aslında sözünü ettiğimiz bu ruh hali Müslüman dervişlerin eskiden beri bilip uyguladıkları bir yöntemdir. Yunus Emre’nin vecd hali, çağdaş psikolojinin “Biofeedback” dediği bu hal aslında gevşeyerek derin bir huzura bürünme halidir. (s.90)

Dalgın Bakış Yöntemi, baktığımız objelerden sadece birine odaklanmadan, grubu yani objelerin hepsini birden görme yöntemidir.

Baktığınız satır üzerinde tek bakışta algılayabildiğiniz sçözcük kaç tane ise Aktif Görme Alanınızın genişlik düzeyi o kadardır. Dalgın Bakış Yöntemiyle, Aktif Görme Alanınızı geliştirebilirsiniz. (s:109)

(Bilge Kültür Sanat, 2013, 448 sayfa)
KİTABIN ARKA KAPAĞINDAN:



Neden Biofeedback Yöntemi?

Hızlı okumayı öğrenmede başarılı olabilmenin en önemli şartlarından biri okuyucunun, beyninin sağ yarımküresini kullanmayı öğrenmesidir. Sağ yarımküre hafızayı, duyguları, görüntüleri vb. yönetir; ayrıntıları değil bütünü görür. Bu nedenle sol beyinden 100 kat daha hızlı olduğu tahmin edilmektedir. Ama insanların çoğu, beyinlerinin yalnız sol tarafıyla okumayı öğrenmiş, sağ beyinlerini bu aktiviteye dâhil edememişlerdir.

Beynin sağ yarımküresini okumada kullanabilmek için Paul R. Scheele'in geliştirmiş olduğu Biofeedback yöntemini uygulamak gerekmektedir. Biofeedback (biyolojik geribildirim) yöntemini uygulayan kişiler -beynin detaylara değil bütüne odaklanan sağ yarımküresini kullanabildikleri için- hızlı okumada çok daha başarılı olabilmektedir.

Biofeedback yönteminin yararları kısaca şöyle özetlenebilir:

- Kişinin beyni ve bedeni üzerindeki kontrolünü sağlar.
- Stres ve zorlu yaşam koşullarına karşı direnci artırır.
- Motivasyonu ve öz güveni yükseltir.
- Dikkat süresini artırır ve IQ düzeyini yükseltir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder