14 Kasım 2012

Enteller Aleykümselâm Der mi? - Ali Köse



Astroloji, insanların kişilik özellikleri ile doğdukları gün ve saat arasında bir bağlantı olduğunu, güneş, dünya ve gezegenlerin konumlarının burçları etkilediğini iddia eder. Peki bu iddia doğru mudur?
Saskatchewan Üniversitesi'nde (Kanada) gerçekleştirilen kapsamlı bir araştırmaya göre bu sorunun cevabı "Hayır!" Bu araştırma, 1958 yılında aynı gün birkaç dakika ara ile doğan 2000 kişiyi uzun yıllar gözlem altına almış ve bunların kişilik gelişimlerini, karakter oluşumlarını incelemiş. Bu arada 700 astrolog, söz konusu 2000 kişi arasından rastgele seçilen deneklerin kişilik profillerine bakarak doğum haritalarını çıkarmış. Sonuçlar karşılaştırıldığında, astrologların tahminlerinin başarısız olduğu görülmüş. Kısacası, bu araştırmaya göre kişilik özellikleri ile doğum günü arasında bir bağlantı olduğu, güneş, dünya ve gezegenlerin konumlarının burçları etkilediği inancı bir efsaneden ibaret. Ancak insanlarbilinmedik alanla ilgili bir şeyler türetip kendilerince bir belirlemede bulunuyorlar. Çünkü insanoğlu gerçeğin belirsiz olduğu hallerde bir yere tutunmak ister. Bu amaçla da kendince bir gerçeklik yaratır. Eğer bu konuda kendisini ilişkilendirebileceği bir grup varsa, gerçekliği başkalarıyla beraber oluşturur. Bu durum, belirsizlikten kurtulma ve kesin bir şeye inanma arzusunun sonucudur. Din işte bu noktada devreye girer; insanlara, onların inanacağı kesin bilgiler sunar. (s:27)

Cerrahî şeyhi merhum Muzaffer Özak, grubuyla birlikte Amerika'ya davet edilir. Daveti yapan Amerikalılar, kendilerinden bir tasavvuf müziği konseri talebinde bulunurlar. Konser mekânı olarak da kiliseyi tayin ederler. Konserden sonra bir Amerikalı, Muzaffer Özak'a yaklaşarsak, "Görüyorsunuz, biz size  kiliseyi açtık. Artık biz Türkiye'ye gelince siz de bize camiyi açarsınız" der. Rahmetli, hazırcevaplılığını gösterir: "Efendim biz sizin peygamberinizi kabul ediyoruz. Siz de bizim peygamberimizi kabul edin, o zaman bizde size camiyi açalïm" der. (s:127)

Evde namaz kılarken de çocukların namazı kötü hatırlamalarına neden olacak şeyler yapmamak gerekir. Çocuklar namaz kılan ebeveynleriyle oynamak isterler. Secde yaparken sırtlarına binerler, önlerine yatarlar, önlerinden geçerler. Bunlar hiç müdahele edilmemesi gereken şeylerdir. Çocuğunuzu kucağınıza bile alabilirsiniz namaz kılarken. Çocuk için unutulmaz bir hatıradır bu. Bilinçaltını olumlu etkileyecek bir özdeşleştirme kurar çocuk sizin sevginize namaz arasında. Peygamberimizin torunları Hz. Hasan ve Hüseyin'e namaz esnasında davranışı, onları omzuna alışı iyi bir örnektir bu konuda. (s:147)


(İz Yayıncılık, 2012, 221 sayfa)


IMG_2076


KİTABIN ARKA KAPAĞINDAN:

Kışkırtıcı bir başlığa sahip bu eser, ülkemizin din psikolojisi üzerine sahip olduğu değerli isimlerden biri olan Prof. Dr. Ali Köse'nin, muhtelif zaman ve zeminlerde kaleme aldığı, aydın-toplum ilişkisi temelli yazılarından oluşmakta. Kitabı oluşturan metinler, yaşadığı topluma, o toplumun inançlarına, yaşayış biçimine, olayları algılamasına, giyim-kuşamına... yabancı, hatta düşman olan aydın tiplemesini daha yakından tanımamıza ve haklarında tahlil yapabilmemize imkân veriyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder