09 Eylül 2008

Bulutları Delen Kartal (Cemil Meriç ile Konuşmalar) Mustafa Armağan / Sezai Çoşkun




...Fikirler kelebekler gibi, onları hafızaya iğnelemeye kalkınca bir toz yığını haline geliyorlar… Yazabilsem benim de hürriyetim olacak. Belki yaşadığımı ve yaşamaya layık olduğumu hissedeceğim. Bu zavallı satırların hiçbir okuyucusu olmasa bile denize atılan bir şişe onlar. Belki dalgalar asırlarca sonra aşina bir ele tevdi edecek onları…” (s: 17)

…bir adam nasıl oldu da kendisini kütüphaneye gömdü ve orada, sadece entelektüel bir doyum uğruna gözlerinin ferini tüketti ve bundan da asla pişmanlık duymadı? Allah’tan tek istediği şey, gözlerinin kitabın satırlarını görecek kadar açılması olmuştu. Günde 6 zeytin tanesiyle bir kütüphanede ömür geçirebileceğini söylemişti Jurnal’de. (s: 23) (M.Armağan)

İrfan hayatıma istikamet veren üç üstad: Rousseau, Balzac ve İbn Haldun. Roussea’dan Nietzsche’ye, Nietzsche’den Hegel’le şakirtlerine geçiş. Fransız ve İngiliz edebiyatını Balzac’la beraber dolaştım. İbn Haldun İslam dünyasında kılavuzum oldu. (s: 120)

Televizyon, aylak, şuuru iğdiş edilmiş, hiçbir zaman okumak ve düşünmek alışkanlığı kazanmamış sokaktaki adam için icat edilmiş bir nevi afyondur.

Televizyon, şuurdaki son pırıltıları da yok eden bir cehennem makinesidir. (s: 201)

(Ufuk Kitapları, 2004, 295 sayfa)

5
Resim yazısı ekle

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder