DÜNYAYA ÇARPMAK
Nerede bir cenaze görsem, vaktim müsaitse eğer, hemen cenazenin peşine takılıyor, namazını kılıyor, hakkımı helal ediyor, mezarlığa gidiyor, gömülene kadar rahmetlinin yakınıymış gibi davranıyorum.
Bir cenaze daha.
Cenaze arabası önden gitti, yirmi kişi kadar olan bizler, camiye yürüyerek gittik. Yolda, döviz bürosunun önünden geçerken, neredeyse herkes, başını döviz bürosunun elektronik panosuna çevirdi ve o an, grup biraz yavaşladı. Ben, hemen önümdeki hacı amcaya çarptım.
Aslında hacı amcaya değil, dünyaya çarptım. (s:12)
Nerede bir cenaze görsem, vaktim müsaitse eğer, hemen cenazenin peşine takılıyor, namazını kılıyor, hakkımı helal ediyor, mezarlığa gidiyor, gömülene kadar rahmetlinin yakınıymış gibi davranıyorum.
Bir cenaze daha.
Cenaze arabası önden gitti, yirmi kişi kadar olan bizler, camiye yürüyerek gittik. Yolda, döviz bürosunun önünden geçerken, neredeyse herkes, başını döviz bürosunun elektronik panosuna çevirdi ve o an, grup biraz yavaşladı. Ben, hemen önümdeki hacı amcaya çarptım.
Aslında hacı amcaya değil, dünyaya çarptım. (s:12)
GAZETECİ
Gazeteci olduğumu öğrenince şaşırıp soruyor: "Neler yazıyorsun bakalım?"
Politika ve gündeme pek girmiyorum, diyorum. Kuşlar, börtü böcek, bitki çeşitleri; daha çok bunlardan bahsediyorum.
Bana olan ilgisi bir anda dağılıyor ve tekrar masasının üzerindeki evraklara gömülüyor. Tabi şunu mırıldanarak:
- Tabi, tabi... Ara sıra böyle şeyler de lazım. (s:29)
Gazeteci olduğumu öğrenince şaşırıp soruyor: "Neler yazıyorsun bakalım?"
Politika ve gündeme pek girmiyorum, diyorum. Kuşlar, börtü böcek, bitki çeşitleri; daha çok bunlardan bahsediyorum.
Bana olan ilgisi bir anda dağılıyor ve tekrar masasının üzerindeki evraklara gömülüyor. Tabi şunu mırıldanarak:
- Tabi, tabi... Ara sıra böyle şeyler de lazım. (s:29)
ESKİ DEFTERLER'DEN
Ne sandınız ya? Gördüğünüz her şey, şu ev, şu arsa, şu tarla, şu... Hepsi ölümün üzerine tapuludur. Haberiniz olsun, elinizdeki belge ve evrakların hepsi sahtedir. Adına "resmiyet" dediğimiz şey, sahteliğin meşrulaşmış halidir. (s: 44)
Çiçeklere su verdim, serçeler için camın önüne ekmek koydum, Amerika ve siyonistler hakkında kötü şeyler düşündüm, sonra da şunu mırıldandım: Allah benden razı olsun...
(Profil Yayıncılık, 2014, 72 sayfa)
KİTABIN ARKA KAPAĞINDAN:
İbrahim Tenekeci'yi bilenler bilir. Edirne Şeyhi Neşati'nin deyimi ile mücella aynalarda bile görünmeyecek kadar benliğinden sıyrılmıştır. İç aleminde her gün devr-i alem seyahati yapar. Dış alemde, onu sadece evi ile işyeri arasında yaşıyor sanırsınız. İç alemde ise her gün sefer vardır. Uçuş Denemeleri, dıştan bakışta bu aleme ait notlar gibidir. Fakat aslında iç alemin notları bunlar. Tayy-ı zaman ettiği için aramızda yaşayan, aslında Katip Çelebi ile sohbet etmiş İbrahim Çelebi'ye selam!"
-Hüsrev Hatemi, Türk Edebiyatı Dergisi-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder