Size birinin ismi söylendiğinde, onu kesin olarak duymaya çalışın. Üzerinde ısrar edin. Kendisinden bir daha tekrarlamasını isteyin. Gösterdiğiniz ilgi onun gururunu okşayacaktır, aynı zamanda siz de dikkat harcamış olduğunuz için onun ismini unutmazsınız. Açık, kesin bir biçimde yer eder hafızanızda.(s:82)Hatırlamaya ilişkin doğal kanunlar üç tanedir: Etkilenme, tekrarlama, bağ kurma. (s: 99)
Joseph Billings’in dediği gibi “Çok şey bilmek işe yaramaz; eğer bildiklerimiz işe yaramıyorsa.” (s: 125)
Şunu deneyin bir de: “Otuz milyon dolar” deyin, ama çabuk ve sıradan bir tarzda; öyle ki az bir miktar gibi duyulsun. Bir de ağır ağır, üstüne basarak, sanki miktarın büyüklüğünden etkilenmiş gibi “otuz bin dolar” deyin. Otuz bin, otuz milyondan büyükmüş gibi duyuldu değil mi? (s: 130)
Herkes güzel söz söyleme yeteneğine sahiptir. Bundan şüpheniz varsa, en cahil gördüğünüz adama bir yumruk atın, kalktığında mutlaka birşeyler söyleyecek ve mükemmel bir şekilde söyleyecektir. Sizin de topluluk karşısında konuşurken aynı doğal tavrı almanızı istiyoruz. Bunu geliştirmek için pratik yapmalısınız. Kimseyi taklit etmeyin. Eğer kendiliğinden konuşursanız, herkesten farklı konuşacaksınız. Kendi bireyselliğinizi, kendi karakter özelliklerinizi söyleyişinize katın. (s: 134)
Ünlü bir İngiliz piskopos, Birinci Dünya Savaşı sırasında Camp Upton’daki okuma yazma bilmeyen bir asker grubuna söz söylemişti. Bu askerler siperlere yollanmak üzereydiler; oysa içlerinden birkaçı dışında neden yollandıklarını bilen yoktu. Bense biliyordum: Çünkü kendilerine sormuştum. Halbuki piskopos bu adamlara yaptığı konuşmasında “uluslararası dostluk” tan ve “Sırbistan’ın güneş altında bir yer sahibi olması gerektiği”nden bahsetmişti. Oysa askerlerin yarısı Sırbistan’ın bir şehir mi, yoksa bir hastalık mı olduğunu bilmiyordu. Bu konuşmacı, sonuçları bakımından düşünecek olursak, nebulalar üzerinde söz söyleseydi de farketmezdi. Gene de kendisini dinleyen askerlerden bir tanesi bile o konuşurken salonu terketmedi: Çünkü askeri polis bu gibi durumları engellemek için elinde tabancayla kapılarda bekliyordu. (s: 198)
(Yaprak Yayınevi, 1990, 237 sayfa)
KİTABIN ARKA KAPAĞINDAN:
"Söz Söyleme ve İş Başarma Sanatı", hayatınızdaki önemli kişileri; dostlarınızı, müşterilerinizi, iş dünyasında karşılaştığınız kişileri ve işverenlerinizi etkilemenizi sağlayacak pek çok pratik ve yararlı öneriye yer vermektedir.
Bu kitapta söylenenleri uygulayarak; kendinize hakim olmayı öğrenebilirsiniz. Kendinize daha fazla güven duymaya başlayabilirsiniz.
Belleğinizi geliştirebilirsiniz.
Söylediklerinizi daha net bir şekilde ifade edebilirsiniz.
Konuşmanıza nasıl başlayacağınızı ve sözlerinizi nasıl bitireceğinizi kestirebilirsiniz.
Dinleyicilerin ilgisini çekebilirsiniz.
Diksiyonunuzu geliştirebilirsiniz.
Düşman kazanmadan tartışmalar yapabilirsiniz.
Yıllardır milyonlarca insan tarafından kullanılan ve geçerliliği kanıtlanmış olan bilgiler içeren "SÖZ SÖYLEME VE İŞ BAŞARMA SANATI"nın sizin de çok işinize yaradığını göreceksiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder