İlmi emreden, onu bir ibadet haline getiren İslâmiyet’tir.
Şimdi dikkat edelim: İlmin kendisi mühim değil, neticesi mühimdir. Mesala, zafere ulaştırmayan harp ilmi, şifa vermeyen tıp ilmi, neticeyi bulamayan matematik ilmi, ibret alınmayan tarih ilmi, ve yaşanmayan İslâm ilmi gibi... İlmin böylesi, boş meşguliyet ve kıymetli zamanımızı yok etmekten ibarettir. (s:16)Mesela İslâmiyet üzerinde çalışan bir insan bakıyor: İçki içmek, zina etmek yasak… Yeter! Hemen bunları yaşamalı. Muvaffak olunca tekrar okuyor, görüyor ki, gıybet ve faiz zinadan daha yasak! Bu sefer bunlardan kaçmağa gayret etmeli. Yoksa sırtına kitaplar yüklü bir at olmaktan kurtulmalıyız. Denebilir ki “başkalarına faydalı oluruz.” Fakat, biz, bir mum gibi yanarken başkaları aydınlanır ki, bilmem reva mı? (s: 17)
İnsanın değeri ilmiyle, becerisiyle, ahlâkıyla ölçülürken; elbiseler, mevkiler, makamlar ve servet ölçü olmuş. Nice insanlar var ki eşya onunla değerlenmiş… Niceleri de var ki eşyadan değer almış…(s:56)
Göz, gözü yaratanın hakimiyetini görse, kimin ayıbını görebilir? (s: 94)
Aslında dindarların en büyük düşmanı, günah selleridir. O selin içine düşen kolay kolay ibadet edemez. Öyleyse şununla bununla uğraşma yerine dînî hayatımızı nasıl koruyacağız, sorusuna cevap aramalıdır. (s: 123)
Müslüman gençler ya yüksek tahsilini tamamlamalı veya bir sanat öğrenmeli. Avrupa lisanlarından biriyle, Arapça öğrenmek de şart. Çünkü Allah büyük, Kur’an büyük, Peygamber büyük, bu büyüklere küçüklük yakışmıyor. Kahvelerdeki, sokaklardaki aylak aylak dolaşan Müslümanlar, bu milletin ocağını batırmıştır.
Müslüman hiç kimseye zarar vermemelidir. Evvela zarar vermeyeceğiz, sonra elimizden geldiği kadar faydalı olacağız. Allah bizi bir kelimeyle kurtarıyor: “Doğru olun!” Bir buçuk milyon Müslüman şu altı haramı terketse hepsi dünya ve ahiretini cennet eder, dünyaya hükmederiz. İçkiden, kumardan, fuhuştan, tembellikten, cehaletten ve beceriksizlikten uzak kalacağız. Bunlar ağacın gövdesidir, dalı yaprağı sonra gelecek. (s: 150)
(Timaş Yayınları, 2007, 158 sayfa)
KİTABIN ARKA KAPAĞINDAN:
Kâinatı yaratan Allah, İslamiyet'i göndermiş, bunların ikisini ruhla ceset gibi yapmıştır. Biri giderse diğeri de gider. Böylece İslamiyet kıyamete kadar devam edecektir. İslamiyet'in kıyamete kadar devam edebilmesi için, İslam'a hizmet eden Müslümanlar olmalıdır. Çünkü İslamiyet deyince akla Kur'an, Hadisler ve Müslümanlar gelir. Bunlardan biri devreden çıkarsa İslamiyet nazariyede kalır. İnsanı yaratan Allah, İslamiyet'i göndermiştir.İnsanın yapısı ne kadar mükemmelse, İslamiyet de o kadar mükemmeldir.İslam'a uyanda mükemmel olur. Bir insanın dini, milleti ne olursa olsun, o insan sadece İslamî prensiplerle başarıya ulaşabilir. Fertleri, şirketleri ve devletleri başarılı kılan İslam prensipleridir. Başarısızlıkların tümü de islam dışı hallerde toplanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder