Ahh Fatma ahh! Çok Tatlı'sın :)
Kendini bulmana vesile olan teyzene ve bizlerin seni bulmasına vesile olan Senai Demirci Beyefendi'ye, Ahmet Bulut Beyefendi'ye teşekkürü bir borç bilirim. Cennet biletini elinde tutan anneciğine hürmetler sunarım.
TRT 1'de yayınlanan "Hac" belgeselini iki kez izlemiştim ve sana hayran kalmıştım. Bu kitabı okuduktan sonra sana olan hayranlğım daha çok arttı. Kitapta her söylediğin altı çizilesi cümleler... Allah senden razı olsun.
Keşke bu kitap "Hac" CD hediyeli olsaydı... :))
Rabbim ayaklarını cennete değdirsin ve seni cennette koştursun :)
Fatma’nın Efendimize (a.s.m.) mektuplarından:
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Gönlümü fetheden sultanım! Rabbimin selamı üzerine olsun. Bu mektupta rızanı, şefaatini, ve muhabbetini kazanmayı, sana layık olabilmeyi ümit ediyorum. Sana hangi cümlelerle hitap edeceğimi bilmiyorum inan ki. Dudaklarım ve ellerim titriyor, korkuyor haddini aşmaktan. Topal bir karınca varmış, o da aşkından almış cesaretini, düşmüş yollara, uzaktaki dostuna varmak için. “Bu ayaklarla dosta ulaşman imkânsız!” diyenlere karıncanın cevabı aşk gibi gerçekmiş: “Hiç olmazsa yolunda ölürüm” dermiş. Amacım; hiç değilse bir karınca olmak. (s: 51)
“Sen olmasaydın, âlemleri yaratmazdım” diyor Âlemlerin Rabbi. Kâinat senin hürmetine var. Ay, güneş senin hatırına doğup batıyor, sular senin hürmetine çağlıyor, toprak senin hürmetine bir şeyler bitiriyor. Allah sana “Sevgilim” demiş ve seni kâinata çokça sevdirmiş, Sen olmasaydın insanlık ve sevgi olmayacaktı. Seninle hayatımız değişti, seninle gönüllerimiz, İslam’a kandı. Sen duyurdun Efendim bize cennetin gel deyişini, geldin güllere kokunu verdin. İyi ki geldin, iyi ki, gösterdin bize doğru yolu. İyi ki geldin acılarımız bitti. Hoş geldin ey dertlilerin tabibi, hoş geldin ey Nebi! Safalar getirdin. (s:52)
Sultanım, hidayet senin elinde değildi. Sen kurtuluşun, mutluluğun olduğu yolu gösterdin, elinden geleni yaptın! Bu yolda diğer peygamber arkadaşların da koştular. “Sen üzülme, kendini helâk etme, iman etmeyenleri zorla iman ettiremezsin” diyor ya Allah! İman bir aşk hareketi, yeri de göğü de aşkla doldursam azdır ki, Rabbim beni İslam’la, imanla şereflendirdi. Rabbimin lütfu beni doğru yola getirdi, yoksa ben doğru yolu bulabilir miydim? İyi ki, seni tanıdım. Ama öyle gafletteyiz ki! Öyle vurdumduymaz bir haldeyiz ki! Kendimizi İslam’ın içinde bulmuşuz. Alışmış olmamız, heyecan ve aşk duymayışımıza neden olmuş adeta. Yani doğuştan Müslüman oluşumuz, bizi mirasyedilere dönüştürmüş. İmanımızın kıymetini biliyor muyuz acaba? (s: 64)
Fatma’nın gerçekleştiremediği arzusu ve veda
…İnşaallah, biz O’na veda ediyoruz, ama O bizi bırakmayacak. Tekrar tekrar seslenecek, bizimle gelecek, bizim kalbimizde O. Hep birlikte O’nunla olacağız. Mektubumu O’na okuyacaktım. Hatta kabrinin başında okuyacaktım, ama bizi oraya bile yaklaştırmıyorlar. Ben kimim ki, ne haddime? (s:84)
…Peygamberimizi görüp, Kâbe’yi görüp, geri döndüğünde öyle boş boş gezmek olur mu hiç? Onları taşımamız lazım. Rabbimiz bizi buraya boşuna davet etmedi. Yeter artık, atacağım diğer hayatımı çöpe. (s: 85)
Fatma’nın dilinden hayat öyküsü…
Rabbim, bu yazıyı okuyan ve okutan herkes Seni tekrar düşünsün ve Sana daha da yaklaşsın. Sana bu vesileyle bir kez daha iman etsinler… Hiç ummadıkları hayırlar içinde kalsınlar, amin.
Hayatımda iki Fatma oldu. Birinci Fatma, derdini dert olarak görürken, ikinci Fatma derdini binbir şifa olarak kalbi ile gören ve hisseden bir Fatma… Her şer gibi görünende nice hayırlar, her dert gibi görünen de nice şifalar var, elhamdülillah. (s:88)
Bu hastalık(müsküler distrofi) kaslarımdaki küçük bir maddenin eksikliğinden kaynaklanıyor ve ben hayretlerdeyim. Küçük bir madde eksikliği bedenimi ne hale getiriyor, ne hallere düşürüyor! İşte bu yüzden “Bana özel teveccüh etmiş” diye düşünmek istiyorum, kaslarımdan bir maddeyi almış ki; “Kulum Fatma hep bana yönelsin, beni arasın, beni bulsun” diye. Gerçekten de öyle oldu. (s:138)
Hani en büyük zenginlik sağlık derler ya, yalan. Yok, öyle bir zenginlik! Nice sağlıklı insanlar var, ama manevî değerlerden yoksullar, fakirler, mutsuzlar. Bence en büyük zenginlik iman… Ben özel insan dediğim o insanları görünce, ne kadar da mutlu oluyorum. “Cennetin selvi boylu güzelleri” diyorum. Bedenleri burada, ama ayakları (veya başka organları) cennete çoktan ulaşmış, nasipli kullar olarak görüyorum onları. Kendimden daha hastasını görünce, o insana hayran oluyorum, gıpta ile seyrediyorum, o özel ve güzel insanı. Aklıma gelen tek şey: “Rabbim onu daha da çok seviyor demek ki” oluyor. (s:145)
…Size de, bana da her daim hakkı ve sabrı tavsiye ediyorum. Peygamberimizin mübarek ifadesiyle; “Sabrın en güzeli; halinden hiç kimseye şikayet etmemektir.” Rabbim Sana yakınsak başkalarına neden yakınalım ki? Allah kuluna yetmez mi? (s: 154)
(Nesil Yayınları, 2011, 160 sayfa)
KİTABIN ARKA KAPAĞINDAN:
Bizi Allah yolundan alıkoyan engeller nerededir? Hayatımızda mı, yoksa sadece kalbimizde mi? Hakikatte mi, yoksa sadece hayalimizde mi? Maddede mi, yoksa manevî yönlerimizde mi?
Fatma Tatlının 'engelli' hayatı, işte bizleri böyle bir sorgulamaya davet ediyor. Küçük dünyasında bize göre büyük engeller içinde yaşayan bir genç kız, öyle büyük umutlarla ve dualarla Allah 'a yalvarıyor ki; Allah bu duaları hürmetine hiçbir engeli önünde bırakmıyor. Hepsini alıyor, kaldırıyor, dağıtıyor. Ve Fatma, iki ayağı sağlam milyonlarcamızın rağmına, iki dua kanadıyla ta Kâbeye kadar uçuyor, huzur-u Resûlullah'a varıyor.
Siz de engelli bir genç kızın Sivasın bir köyünden ta Kâbeye uzanan kulluk öyküsü vesilesiyle kendi engellerinizi sınamak istiyorsanız, bu kitap bunun nasıl başarılabileceğini anlatmak için sizi bekliyor.
Fatma, duanın engel tanımadığını anlatan bir kulluk öyküsü...
kitabı okumadım ama çok etkilendim en kısa zamanda alıp okuyacağım allah ım baqcımıza sabır sıhhat ve afiyet versin bizlerede birazcık olsun özürlü kardeşlerimizi düşünüp hamd etmek nasip etsin allah ım
YanıtlaSilKitabı okumadım ama şu okuduklarımdan çok etkilendim bende on yıldır doktorların yetersiz kaldığı bir hastalıkla mücadele etmekteyim hastalığın Rabbimin bir hrdiyesi olduğunu biliyorum vucudumuz organlarımız bize bir emanettir Allah benden emanetinin birini aldı diğerlerini bana bıraktı fakat keşke bende Fatma gibi güzel bakabilsem Rabbimi bulabilsem cennetine uçabilsem seccadeye başımı koyduğumda ben geldim diyebilsem
YanıtlaSilAcil şifalar diliyorum kardeşim. Allah yardımcınız olsun.
YanıtlaSilBu kitabı nerden alabilirim internetten sipariş veremezmiyim bir yardımcı olsanız
YanıtlaSil