15 Aralık 2012

Mavi Marmara Risalesi-Bülent Akyürek



Şehid Şeyh Ahmet Yasin'in Ümmete Mektubu ve Bizim Gemi…
Bırakın savaşçı onuruyla ölelim!
Allah'ım! Ümmetin suskunluğunu sana şikâyet ediyorum!
Ben ki kocamış bir yaşlıyım. Kurumuş iki elim, ne kalem tutuyor ne de silah!
Sesimle yeri inletecek güçte bir hatip de değilim!
Ben ki saçları ağarmış, ömrünün son demlerinde, türlü hastalıkların yıktığı ve üzerinde zamanın belâlarının estiği biriyim! Tek isteğim, benim gibi Müslümanların zaaf ve aczinden müteessir olanların yazmasıdır!
Siz ey Müslümanlar! Suskun ve aciz, helâk olmuş ölüler!
Hâlâ kalpleriniz sızlamıyor mu, başımıza gelen bu acı felâketler karşısında? Bir halk yok mu? Hiç mi kimse yok, Allah için ve ümmetin namusu için kızacak?
Şerefli direnişçilerken, bizleri katil teröristler olarak ilan edenlere karşı duracak! Bu ümmet utanmaz mı, şerefi çiğnenirken?
Omuzlarımıza el verecek ve gözyaşlarımızı silecek bir bakış! Bu ümmetin kurumları, sivil güçleri, partileri, teşkilâtları ve bariz şahsiyetleri, Allah için kızmaz mı?
Tümü birden sokaklara dökülüp, bizim için dua etmeye; "Ey Rabbimiz! Gücümüzü topla, zaafımızı gider ve mü'min kullarına yardım et!" diye çağıramaz mı? Buna da mı gücünüz yetmiyor?
Yakında bizim büyük ölümlerimizi duyacaksınız, o zaman alınlarımızda şu yazılacak:
"Bizler direndik! İleri atıldık ve kaçmadık!"
Ve bizimle birlikte çocuklarımız, kadınlarımız, yaşlılarımız ve gençlerimiz ölecek! Onları, bu suspus ve bön ümmete yakıt yapacağız!
Bizden, teslim olmamızı ve beyaz bayrak dikmemizi beklemeyin! Çünkü biz, bunu yapsak da öleceğimizi biliyoruz.
Bırakın savaşçı onuruyla ölelim!
Dilerseniz bizimle olun, elinizden geldiğince, öcümüzü sizden her biri boynuna taksın!
Dilerseniz bize acıyarak ölümümüzü izleyin! Temennimiz, Allah'ın, emaneti savsaklayan herkesten kısas almasıdır! Umarız bizim aleyhimize olmazsınız!
Allah aşkına, bari aleyhimize olmayın!
Ey ümmetin liderleri, ey ümmetin halkları!
Allah'ım!
Sana şikâyette bulunuyorum...
Sana şikâyette bulunuyorum...
Gücümün azlığını, imkânımın yetersizliğini ve insanlara karşı zaafımı Sana şikâyet ediyorum.
Sen mustazafların Rabbisin... Sen bizim Rabbimizsin... Bizi kime bırakıyorsun? Bize cehennem olacak uzaklara mı? Veya düşmana mı?
Allah'ım! Akıtılan kanlar, dokunulan ırzlar, çiğnenen hürmetler, yetim bırakılan çocuklar, oğlunu yitirmiş anneler, dul kalmış kadınlar, yıkılmış evler ve ifsad edilmiş ekinler aşkına Sana şikâyette bulunuyorum.
Sana şikâyette bulunuyorum! Gücümüz dağıldı... Birliğimiz bozuldu... Yollarımız ayrıldı...
Halkımızın zaafını ve ümmetimizin bize yardım edip, düşmanı yenmedeki aczini Sana şikâyet ediyoruz…"

Eylül 2003/ŞEHİD Şeyh Yasin
(s:25-26)

İsrail, Mavi Marmara Gemisi'yle yıllardır abluka altında olan Gazze'ye; yiyecek, giyecek, gıda, inşaat ve özgürlük umudu götürdüğü için, Akdeniz'de daha yetmiş üç mildeyken, uluslararası sularda baskına uğrayıp, dokuz şehit ve onlarca gazi bıraktı. (s:38)


Hz.İbrahim, putları kırmaya giderken putperestlere mi sordu? Peygamber Efendimiz de Kâbe'deki putları indirirken kimseye sormadı... Bu memleketin mümin insanları çoluk çocuklarını, eşlerini, ana ve babalarını ayak bağı etmeden Allah'a sığınarak kağıttan bir gemiye binip Gazze'deki ablukaya gedik açmaya gittiler. (s:57)

İsrail ablukası altındaki Gazze'ye uygulanan ambargonun kaldırılması için dünyanın her yerinden yüzlerce aktivistin bulunduğu  Mavi Marmara Gemisi'nde, tam da Haziran ayının başında suratına bir metreden ateş edilerek şehit edildi Furkan. Yüzünde dört, göğsünde bir kurşun vardı onun.(s:98)

On dokuz yaşındaydı Furkan; Gazzeli Müslüman kardeşlerine insani yardım götürmek için yaşıtları televizyon dizileri izleyip ÖSS'ye hazırlanırken, barlarda çürüyüp günaha batarken; dualarla uğurlanan silahsız, korumasız Vicdan Yüklü Mavi Marmara Gemisi'ne gözünü kırpmadan binip gitti.(s:100)

(C4 Kitap, 2010, 128 sayfa)


79

KİTABIN ARKA KAPAĞINDAN:

Onlar ki; karada batan bu ümmete, denizde yürümesini, suda koşmasını öğrettiler…
Mavi Marmara İnsani Yardım Gemisi, İsrail ile savaşmaya gitmedi... Dünya'nın dikkatini İsrail ablukasındaki Gazze'ye çekeceklerdi, kazanmak, kaybetmek değildi dertleri, bırakın öldürmeyi ölmek de yoktu planlarında, zaten planları da yoktu. Sadece erkek gibi, zalim sultana "Zalimsin!" demeye gitmişlerdi, hepsi bu!

İHH'nin insani yardım yüklü Mavi Marmara Gemisi, Gazze'ye giderken, henüz Gazze sularına 73 mil kala, 31 Mayıs 2010'da İsrail ordusu tarafından baskına uğradı. Geride onlarca yaralı ve dokuz şehit kaldı, hepside silahsızdı…
O günden sonra, kılıbıklar erkek oldu. Kadınlar, çocuklarının yüzüne bakmadı, saçlarını taramadı. Delikanlılar yirmi yaş büyüyüp yiğit oldular. Diyarbakırlıyla Kayserili aynı camide dua ediyor…
Tek takımı tutuyoruz artık: Mavi Marmara.... Dokuz kişiyi oyundan attılar ama milyonlarca taraftarımız oldu çok şükür! Bir dahaki maçta görecekler bizi... Yer, gök mavi olacak, her yer Marmara olacak.... Balkonlarda ısınan yedekler de inecekler sahayai Allah büyük..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder