Feridüddin Attar'ın "İlahinâme" adlı eserinden seçilmiş birbirinden güzel hikâyeler yer alıyor kitapta...
KILAVUZ KÖPEK
Adamın birisi, bir gün Şiblî'ye,
– Bu yolda Allah kapısına ilk önce kim kılavuz oldu sana, diye sordu.
Şiblî, adama:
– Bir gün su kıyısında bir köpek gördüm. Öyle susuzdu ki bir zerrecik tahammülü kalmamıştı. Suya eğilip sudaki aksini görünce bir başka köpek sandığından korkuyor, su içemiyor, su kıyısından kaçıyordu. Nihayet susuzluktan kararsız bir hale geldi. Birdenbire kendisini suya attı. Böyle olunca öbür köpek de görünmez oldu. Korktuğu o köpek gözünün önünden kalktı. Zaten o korktuğu köpek kendisiydi, ortadan kalkıverdi. Bu, bana böyle apaçık görününce iyice anladım ki ben bana perdeyim. Kendimden fani oldum. Bu yolda bana o köpek kılavuzluk etmiş oldu. (s:80)
(Nesil Yayınları, 2011, 128 sayfa)
KİTABIN ARKA KAPAĞINDAN:
Doğu klasikleri genellikle tasavvufu ve dini kültürü, hikâyelerle anlatan eserlerdir. Yazarlar, "kıssadan hisse" anlayışıyla birçok düşünceyi hikâyelerle anlatma yoluna gitmişlerdir. Feridüddin Attar'ın "İlahinâme" adlı eseri, bu klasiklerden biri olmasına rağmen pek bilinmemektedir.
Müellifin bu eseri, 6500 beyitlik bir mesnevidir. Çerçeve hikâye, bir hükümdarın altı oğluna dünyada en çok arzu ettiklerini sorması, onların da sırasıyla verdikleri cevaplar üzerine bina edilmiştir. Her biri insanın ihtiraslarından birini temsil eden arzular etrafında gelişen hikâyede baba bunların manasızlığını gösterir.
Tasavvufî bir meseleyi ele alırken temsillere başvurması, çerçeve hikâyeler içinde açık bir plana göre iç içe daha küçük hikâyeler anlatarak konuyu daha anlaşılır bir hale getirmesi ve böylece manaları ana hikâye ile birleştirmede büyük bir ustalık göstermesi, Feridüddin Attar'a has bir özelliktir.
"Karıncanın Aşkı" adı verilen bu çalışmada ise İlahinâme'den seçilen hikâyeler, yalın bir dille günümüz okuruna sunuldu. Bir solukta okuyacağınız bu kitaptaki her bir hikayede kendiniz için büyük ibretler ve dersler bulacaksınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder