18 Ocak 2011

Kendini Arayan Adam - Halit Ertuğrul




bir eczahanenin içinde bulunan hayat ve şifa verici ilaçlar, onların iyi bir kimyager tarafından yapıldığını gösterir. Bir ilacın ustasız ve kimyagersiz meydana gelmesi imkânsızdır. Aynen bunun gibi, dünya da o eczaneden daha büyük ve daha mükemmel bir eczanedir. Dünyanın içinde bulunan dört yüz bin çeşit bitki ve hayvanların da, o ilaçlar gibi maharetli bir eczacı tarafından yapılması icap eder.

O küçük eczanedeki ilaçlar bir kimyager tarafından yapılıyorsa, bu dünya eczanesi de eczacısız ve kimyagersiz olmaz. O da Allah olmalıdır. (s: 40) (Meyve Risalesi, Bediüzzaman Hz.)


Big Bang(Büyük Patlama), kâinatın başlangıcı ile ilgili olarak hâlen astronomi çevrelerince kabul görmeye devam eden teorilerin genel bir ismidir. Big Bangın esası, kâinatın bir başlangıcı olduğu gerçeğine dayanmaktadır.

Son yıllardaki araştırmalar, kâinatın hızla genişlediğini, galaksilerin birbirinden uzaklaştığını göstermektedir. Bu genişleme olayı tersine çevrilse, bir büzülme görülecek ve bütün kâinat bir madde haline gelecektir.
Bu araştırmalar, kâinatın bir “sıfır” noktasında başladığını göstermektedir. (s: 52-53)

Kâinatın başlangıcında konan bu nizam, aynı ihtişam ve ahenk içinde devam etmektedir. Eğer bir zerre, kendine verilen rotadan sapsa, kâinat çalkalanır, kıyameti koparır. (s: 57)


Malumdur ki bir şeyin varlığını bilmek ayrı, mâhiyetini bilmek daha ayrıdır. Kâinatın içinde çok unsurlar vardır ki, aklımızla onların varlıklarını bildiğimiz halde, mâhiyetlerini bilemeyiz. Meselâ, ruh, akıl,hayal, yerçekimi kanunu, elektrik, his, şefkat gibi birçok şeyin varlığını bildiğimiz halde, mâhiyetlerini bilememekteyiz. “Eser, ustasını idrak edemez” kaidesince, bizim aklımız da, onu yaratan Zatın mâhiyetini, hakikatını anlayamaz. Çünkü akıl, Hâlık’ın mâhlukudur. Her mâhluk gibi aklın da bir sınırı vardır. Sınırlı bir gücü olan bir mâhluk, Cenab-ı Hakkın kudsî mâhiyetini idrak edemez, anlayamaz. Her kıyasında ve tahmininde hata eder, yanlışa sapar. (s: 59-60) (Risale-i Nur Külliyatı, Bediüzzaman Hz.)

60-70 senelik bir hayat uğruna, kâinatı bütün masnûatıyla insanın emrine veren bir Zât, onu kabirde başıboş bırakır mı? Bunca masrafın hesabını sormaz mı? Emrine mûti olanlara mükâfat, isyan edenlere ceza vermez mi? (S: 81) (Haşir Risalesi, Bediüzzaman Hz.)

Haşrin, yani öldükten sonraki yaratılışın akıldan uzak görünmesi, genellikle ilk yaratılıştaki mükemmelliğin bilinmemesinden ve üzerinde fazla düşünmeyerek onun “kolay ve sanatsız” zannedilmesinden kaynaklanmaktadır. Oysa ki günümüzün bütün tıp otoriteleri, insanoğlunun anne karnındaki “hayat bulma mucizesi” karşısında şaşkınlığa düşmekte ve 20. asrın bir sinek kanadını dahi yaratmaktan aciz olan “yalancı şöhreti”ni şahit göstererek Allah’ın varlığını ve birliğini ilan etmektedir. (s: 82)


(Nesil Yayınları, 1999, 128 sayfa)




KİTABIN ARKA KAPAĞINDAN:


Kendini Arayan Adam; yaşanmışın romanıdır. Aynı zamanda inançsız ruhlarda saklı kuşkuların, açmazların, sıkıntıların ve inkârdan kaynaklanan bunalımların da hikayesi...


Kendini Arayan Adam; yazarımızla tanışıyor. Kuşkularını, tereddütlerini açıyor. Aralarında geçen tartışmalar sonucu nihayet İslâmla kucaklaşıyor. İslamla kucaklaştığı yerde huzurla tanışıyor.



Sonuç: Bir hayatın daha mânâ kazanması. Ve inkârla geçen bir ömürde kaybedilen güzelliklere ulaşma gayreti... İnsanın insana sunabileceği en iyi eser yine insansa, bu kitap, bir insanı kazanmanın metodunu sunuyor.


Kendini Arayan Adam; insanca tereddütlerin yumak yumak işlendiği bir hayat hikayesidir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder