En büyük korkularımdan bir
tanesi bakkala hırsız girmesiydi. Bir hırsız girdiğinde ne yapmam gerektiğini
bilmiyordum, dedem bu konuda bilgi vermemişti. Bence o da bilmiyordu.
Dedeme bir kez sordum, “Açma
şom ağzını, olmaz köyde böyle şeyler” dedi.
Bunun için bir karar aldım.
Köydeki oğlanlardan iki tanesi, hafta sonları ilçeye karateye gidiyordu. Karate
öğrenecektim. Artık hangi kuşak olursa farketmezdi.Eve gidip kararımı açıkladım.
Anneme ,”Bakkalı koruyabilmem
için karate öğrenmem gerekiyor. Beni karate kursuna gönderin” dedim.
Ama o, bu iki cümleyi “Karnım
aç” diye duydu. Çoğu zaman böyle oluyordu, benim ağzımdan çıkan cümleler
annemin kulağına başka türlü ulaşıyordu.
“Birazdan yemek yeriz, ortadan
kaybolma” dedi.
Sinirlendim.
“Açım mı dedim ben sana? Karate
kursu dedim, beni kaydettirin” dedim.
Annem “Sofrada yedin yedin,
yoksa aç kalırsın” dedi.
Annelerin en büyük korkusunun
çocuklarının aç kalması olduğuna emindim. Anneme ne desem konuyu yemeğe
bağlıyordu. Mesela aramızda şöyle diyaloglar geçiyordu.
“Anneee, ben büyüyünce belki
yazar olurum.”
“Sen önce yemeğini ye de
bakalım, yazarlık geri kalsın.”
“Bence ben piyano falan çalamam
ama belki org çalabilirim değil mi anne?”
“Kahvaltını bitir hadi, okula
geç kalma.”
“Anne Esralarvar ya, tatile
gidiyorlarmış.”
“O tabağı bitirmezsen sen
sokağa bile çıkamazsın, ne tatili?
“Anne, karnım ağrıyor benim.”
“Yemek yemezsen ağrır tabi.”
(s: 72)
“Belki de haklılar. Onlar yetişkin
ama ben çocuğum. Benim hiçbir şey bilmediğimi sanıyorlar. Hiçbir şeye
üzülmediğimi, işimin gücümün yaramazlık olduğunu sanıyorlar. Bir gün onlara çok
yanıldıklarını göstereceğim. Bunun için okumam lazım. Okuyacağım, sınıf
birincisi, hatta okul birincisi olacağım. Üniversiteye de giderim. Hepsinin
ağzı açık kalır. Görür onlar… Hani hep bana ‘sen kime çektin’ diye çemkirip
duruyorlar ya… İşte o gün sıraya girecekler, ‘Bana çektin, aynı bensin, bana
çok benziyorsun ‘ diyecekler. Bugün ‘bıktım senden’ diyenler, o gün benim için
ağlayacaklar… Göreceksin…
Şimdilik hoşçakal defterim.
Bunlarla vakit kaybedemem, çok
işim var, daha büyüyüp adam olacağım…” (s:196)
(Taze Kitap, 2016, 200 sayfa)
KİTABIN ARKA KAPAĞINDAN:
O, tuz ruhu isteyen müşteriye yemek tuzu gönderip "ruhu arkadan gelecek" diyen bir girişimci…
O, fakir müşterilere bedava ürünler satıp ücreti zenginlerin hesabına yazan bir kahraman…
O, bakkaldaki içecekleri birbirine karıştırıp daha güzelini bulmak ve müşterilerine sunmak için uğraşan bir sivri zeka…
O, Afrikalı çocuklara yardım göndermek için arkadaşlarının ellerinden kandil yiyeceklerini toplayan bir yardımsever…
O, attığı her adım olay olan, aşırı eğlenceli, cin fikirli, fena halde yenilikçi bir bakkal çırağı…
Ticaret hayatında tam gaz koştu ama her seferinde yetişkinlerin dünyasına tosladı. Yetişkinler yüzünden başına gelmeyen kalmadı… Ve tüm deneyimleriyle, senin için harika bir rehber hazırladı.
Çocukların Yetişkinlerle İletişimde Dikkat Etmesi Gereken Hassas Konular, bu kitapta.
Tam on madde. Oku ve dikkat et…
Sana bir sır vereyim:
Yetişkinler...
Her yerdeler…
Şermin Çarkacı'nın kendi hatıralarından ilhamla kaleme aldığı Dedemin Bakkalı, büyüklere çocukların gözünden kendilerini görme imkânı verirken; küçüklere ticaretin, yenilikçi düşünmenin, büyüklerin dünyasının ve insan ilişkilerine dair inceliklerin ipuçlarını veriyor. Epey güldürüyor, biraz hüzünlendiriyor, uzun uzun düşündürüyor.
Kitabı 10 yaşındaki kızımla yarışarak okuduk. Önce kitabı o bitirdi. Okurken çok ço eğlendik, çok güldük.
YanıtlaSil