28 Mart 2015

Ah Endülüs / İhsan Süreyya Sırma

IMG_2458

"Endülüs" sözcüğünü, ilk defa lise çağlarında, edebiyat dersinde duymuştum. Yani "Endülüs Müslümanlarının Dramı"nı, Türkiye'deki Müslümanlara anlatan bir tarih sahifesinde değil, aşüfte bir İspanyol dansözünü seyrederken coşkuya kapılıp kendinden geçen Yahya Kemal'in, 'Endülüs'te Raks' adlı şiirinde... Oysaki Yahya Kemal, yıllarca İspanya'da Türkiye'yi temsilen elçilik yapmıştı. Orada geçirdiği senelerde hiç mi Müslümanların Endülüs'te çektiklerini hatırlamadı? (s:9)


Mamafih Yahya Kemal'in yaşadığı dönemde Türkiye'de Müslümanlara karşı fevkalade düşmanca bir siyaset güdülüyordu. Bundan dolayı, muhtemelen Yahya Kemal cesaret edip Endülüs Müslümanlarından söz etmemiştir. Ama Kurtuba camiini, el-Hamra sarayını gören bir şair, üstelik Müslüman bir şair, nasıl olur da bir iki beyit kaleme almaz, aklım almıyor... (S:10)

Eminiz ki, bu yazılanları okuduktan sonra, siz de bir an önce Endülüs'e gitmeyi, orada tarihin derinliklerine gömülmüş olan hadiselerin cereyan ettiği coğrafyayı görmeyi isteyecek; i'lây-ı Kelimetullah için tâ Mekke-Medine'lerden, İspanya'lara gidip, her biri bir ovada, bir kalede, bir sur dibinde, bir nehir kıyısında şehid olmuş olan milyonlarca Müslüman için, Viyana'da, tarihçi Hammer'in mezarı üzerinde okuduğum aşağıdaki Türkçe mısrada dendiği gibi, dua edecek, onları hayırla yâd edeceksiniz:

"Ziyaretten murâd ancak duadır,
Bugün bana ise yarın sanadır" (s:11)

En geniş anlamıyla Endülüs, İberia yarım adasının , yani bugünkü İspanya ve Portekiz devletlerinin bulunduğu coğrafyanın güney bölgesine verilen isimdir. (s:11)

Çıkar kavgaları fethi durduruyor
...
Bu kavgaların en büyük sebebi de , günümüzün en tehlikeli hastalığı olan "milliyetçilik" belasıydı. Irkî taassupları neticesinde fethin ruhunu unutan Müslüman Araplar ve Berberler, üstünlük kavgalarını başlattılar. Oysaki onlar, omuz omuza fetihte bulunmuş, İslami tebliği Endülüs'e taşımışlardı. Fakat her zaman için tehlikeli olan ikbal ve ganimet kavgası artınca, tebliğ ruhu ikinci plana atıldı; servet mücadelesi ve ihtişam duyguları öne geçti. Nitekim daha sonraki asırlarda, Endülüs'teki İslam Devleti'nin yıkılışının en büyük sebebi de bu âmil olmuştur. (s:26)

İspanyolların “Boabdil” dedikleri Ebu Abdullah,şehrin anahtarını Kastilya Kralı Ferdinand'a teslim edip Fas'a doğru yola çıkarken, geride tarihin en büyük soykırımını yaşayacak olan Müslüman kardeşlerini bırakıyordu... (S:114)

Endülüs Tarihinin belki en hazin olan bölümü kitaplarda şu şekilde anlatılır:
Ebu Abdullah, şehri teslim ettikten sonra, İspanyolların "Suspiro del Moro" (Arabın son nefesini verdiği yer) diye adlandırdıkları tepeye çıkıp Gırnata’ya(Granada) son bir defa bakıp ağlamaya başladı.Yanında bulunan annesi 'Aişe el-Hurre Hanım da, ona şöyle yakındı: "Ağla! Ağla! Eğer aşağıda ülkeni korumak için mertçe savaşsaydın, burada kadınlar gibi ağlamayacaktın!" Annesinin bu sözlerine Ebu Abdullah şu cevabı verdi: Ey anneciğim! Bu felaketlerin benim ve halkın başına gelmesine birinci sebep sen iken, şimdi herkesten evvel beni ayıplayan da sen oluyorsun. Vallahi eğer senin bu sözü söyleyeceğini vaktiyle bilseydim cesedimi Gırnata toprağında bırakıncaya kadar savaşırdım!" (s:115)

IMG_2099

Ebu Abdullah Kral Ferdinand'a şehrin anahtarlarını teslim ederken.
Bu tablo Kurtuba Camiisi'ne sonradan eklenen Katedral içerisinde yer alıyor.


KİTABIN ARKA KAPAĞINDAN:
Hiç bir din müsamahasızlıktan arî değildir.

Fakat birbirine "hasım" olan bu iki dinin (İslam ve Hıristiyanlık) bir bilançosunu yapacak olursak İslam, hiç de kötü görünmüyor.

Şayet benim atalarım, Müslüman orduları tarafından fethedilmiş bir ülkede yaşayan Hıristiyanlar olma yerine, Hıristiyan orduları tarafından fethedilmiş bir ülkede yaşayan Müslümanlar olsalardı, zannetmiyorum ki on dört asırdan beri inançlarını koruyarak şehir ve köylerinde yaşamlarını sürdürebilmiş olsunlar.

Sahi, İspanya Müslümanlarına ne oldu? Ya Sicilya Müslümanları? Bir tek kişi kalmayıncaya dek kayboldular, soykırıma tabi tutuldular, sürgüne ya da vaftiz olmaya zorlandılar.

Amin Maalouf

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder