Allah'ım bu yazıları beğeneceğini umuyorum, bağışlanmamı diliyorum.(Kitabın önsözünden)
Birçok İslâmcı yazar da herkes gibi, yıllardır, İslâm dünyasının geri kaldığından bahseder. Ama nereden ve ne'den geri kaldığımıza, müslümanların İslâm'ın hangi hedefinden geri kaldığına tatmin edici bir cevap veremezler. Ders kitaplarının zararları her yerde kendini gösteriyor ne yazık ki. Küçük yaştan itibaren İslâm dünyasının geri kaldığını, tembel olduğunu, büyük teknolojik buluşlar yapamadığını duyan bir çocuk, ondan sonra ne okursa okusun, hep bu zemin üzerinde kuruyor cümlelerini ve hayatını.
Andre Gide boşuna yazmamıştı: 'Öğrettikleri her şeyi unutmaya çalışıyorum'. 622'yi ciddiye almayan insanlara göre, demokrat olamadığımız için bu hallerdeyiz. Müslüman modernistlere bakarsanız, bizim fakir olmamızın, geri kalmamızın nedeni iyi müslüman olamamamızdır. İyi müslüman olsaydık zengin ve lider ülkelerden olurduk, der dururlar. Fakirlik ve zenginlik kavramlarına Kitap'taki anlamları değil de modernistlerin verdiği anlamları yüklersen olacağı budur. Bu insanlara sormak gerekir: Son Peygamber ve çok saygın olan erkek ve kadın arkadaşları bizim gibi iyi müslüman olamadığı için mi mütevazi bir hayat sürüyorlardı? (s: 45-46)
Andre Gide boşuna yazmamıştı: 'Öğrettikleri her şeyi unutmaya çalışıyorum'. 622'yi ciddiye almayan insanlara göre, demokrat olamadığımız için bu hallerdeyiz. Müslüman modernistlere bakarsanız, bizim fakir olmamızın, geri kalmamızın nedeni iyi müslüman olamamamızdır. İyi müslüman olsaydık zengin ve lider ülkelerden olurduk, der dururlar. Fakirlik ve zenginlik kavramlarına Kitap'taki anlamları değil de modernistlerin verdiği anlamları yüklersen olacağı budur. Bu insanlara sormak gerekir: Son Peygamber ve çok saygın olan erkek ve kadın arkadaşları bizim gibi iyi müslüman olamadığı için mi mütevazi bir hayat sürüyorlardı? (s: 45-46)
Geri kalmak ve ileride olmak, aynı yolda olanlar için söylenebilir. İslâm'ın insanları sadece refaha kavuşturmak, hayatın her alanında teknoloji araçları çoğaltmak, kadın ve erkekleri eşit bireyler yapmak gibi hedefleri hiç olmadı ki, İslâm dünyasının bu dünyevî hedeflerden geri kaldığından bahsedelim. Bu, modernistlerin uydurduğu eski bir yalan…(s:46)
Batı'nın iyi bir illüzyonist, teknolojinin de Firavungillerin illüzyonu olduğunu söyleyerek bitirelim bu yazıyı. Onların illüzyonları varsa, bizim de mucizelerimiz var. Mucize, çoğu insanın sandığı gibi çok nadir olan bir şey değildir. Kitap'a göre mucize, yokluğunda insanı aciz bırakan, sürekli olarak hayatımızda yer aldığı için değerini bilemediğimiz, ancak kaybedince kıymetini anladığımız her şeydir. Allah Kitap'ta gölgenin bile mucize olduğunu söyler, mesela. Bir yanda göz boyayan, aslı olmayan illüzyonlar, diğer yanda ise alıştığımız için fark edemediğimiz, önemsemediğimiz yalın mucizeler. Sabahları pencereden sızan güneş, yaz meyveleri, sevgililerimizin gözleri ve peygamberlerin sözleri…(s:47)
Hayatı, insanın rolünü iyi oynayıp alkışı kapabileceği bir fırsatlar sahnesi veya çok satış yapılacak bir pazar olarak görmek onlara özgüdür. Bugün Avrupa Birliği tartışmalarında yine sahnenin başköşesine yerleştirilen gayrisafi millî hasıla kavramını, o ki yine gözümüze sokmaya başladılar, biz de bir kez daha bu kavramı ayaklarımızın altına alalım. Gayrisafi millî hasıla, aslında insanlara, 'Sen kaç paralık adamsın, ulan?' demenin bilimselleştirilmiş karşılığıdır.
(s:115)
(Profil Yayıncılık, 2013, 158 sayfa)
KİTABIN ARKA KAPAĞINDAN:
Aydınlar, neredeyse yüz yıldır, hiç sıkılmadan aynı soruları soruyorlar:
"İslam ülkeleri niçin bu halde?"
"İslam dünyası niçin geri kaldı?"
"Osmanlı niçin yıkıldı?"
Her zaman ezberci eğitime karşı çıksalarda, bu sorulara hep ezbere cevap veriyorlar. Basma-kalıp, ezberlenmiş cevaplardan rahatsız olmuyorlar.
Araştırma yapmaya bile ihtiyaç duymuyorlar… Avrupalıların okullarında ezberledikleri cevapları seslendiriyorlar. Buna da "Aydınlanma" diyorlar…
Oysa Akdeniz güneşinin altında "Aydınlanma"ya ihtiyaç yok, her şey ayan beyan ortada zaten:
"İslam ülkeleri", ülke olamadıkları için bu haldeler! Sadece "kağıt üzerinde ülke" oldukları için. Hayatta, coğrafyada ve tarihte karşılıkları olmadığı için…
Birinci Dünya Savaşı'nı kazananların eseri olan bu "İslam ülkeleri"nin varlığına evraklardan başka şahitlik eden yok....
Hep kağıt üzerinde kalan ama hayatta karşılığı olmayan, bu 'karşılıksız' hayranlıklardan ve düşmanlıklardan yorulduysanız, "Öğle Uykusu" size de iyi gelebilir.
Biraz kestirmek, kafa karışıklığını gidermekle kalmaz, kestirme yollar bulmaya, yola çıkmaya yardım edebilir.
İşte o zaman daha iyi görülür asıl mesele:
Eğer aynı yolun yolcusu değilsek, birbirimizden "ileride" veya "geride" olamayız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder