03 Aralık 2013

Kaideyi Bozan İstisnalar/Ömer Aksay



Kitabın İçindeki İstisnalar:


Nuri Pakdil

Sezai Karakoç 
İsmet Özel 
Necip Fazıl Kısakürek 
Cahit Zarifoğlu 
Rasim Özdenören 
Erdem Bayazıt 
Cemil Meriç 
Mehmed Âkif Ersoy 
Yahya Kemal Beyatlı 



İsmet Özel
"Çektiği Sıkıntının Nedeni: Çok Duyarlı Olmak"
Şairin başına sosyalistken gelen şeylerle Müslümanken gelen şeyler arasında da tuhaf bir benzerlik vardır. "Altmış sene yaşadım bir tek anım bile yok" diyorsa bir şair, başına gelenlerden hiç de hoşlanmadığını belirtmektedir. Bu altmış senelik ömrün serüveninde/masalında 'anılması korkulu yerlerde' olduğuna işaret ederek 'meşhedim' dediği gömülme/şehit olma yerlerine dikkat çeker. Şair, altmış sene zarfında sosyalistliği korkunç şekilde savunduğu için izole edilmiş; Müslümanlığı önemle vurguladığı için izole edilmiş; Türklüğüne müşteri bulamadığı için izole edilmiş; hatta kimi yerlerde şairliği için de gömme törenleri tertip edilmiştir.



"her şeyi gördüm içim rahat
gök yarıldı, çamura can verildi" 



(s: 61-62)

Cahit Zarifoğlu
"Nefes Alıp Verir Gibi Şiir Yazdı"
Cahit Zarifoğlu, delikanlılığının en başından, 47 yaşın olgunluğunda ebedi aleme gidene değin tam anlamıyla bir 'artist' gibi yaşamayı bildi. Başka türlü yaşamayı bilemezdi, bilemedi. Nefes alıp verir gibi şiir yazdı. Bir şair gibi nefes alıp verirdi, hesabını bilerek...Gündelik hayatın herkes sığ sularında çırpınırken, o derin mavilerde, yedi kat gökyüzünde, mehtaplı bir gecenin okyanuslarında, ruhun sonsuzluğunda kaybolmadan inciyi bulup çıkardı; hiçbir uzvunu ıslatmadan. İlk kitabı olan İşaret Çocukları'nın Modern Türk Şiiri içinde benzeri yok gibidir. Bu şiirlerde yoğun bir büyü dumanı, buhur kendini hissettirir. Lirik, epik, metafizik bir söyleme dayanır Zarifoğlu'nun şiir dünyası. Bu karmaşık yapıyı son derece rahat bir anlatımla sunar bize. Hiç ıkınıp sıkınmaz, çekinmez ve sesi uzun solukludur, alabildiğince gürdür. (s: 92-93)

Cemil Meriç
"Şüphe. Karanlık. Kasvet. Mağara. İnkar. İsyan. Yalnızlık."
Eserlerinde (Jurnaller hariç) çok uzun alıntılar, çeviriler yer alır. Bunlar hep (ağırlıklı olarak) Batı kaynaklarıdır, daha çok Fransızca metinlerdir. Doğu metinlerine, İslam kaynaklarına (Arapça ve Farsça yeterince bilmediği için) bu kadar fazla yer vermez. Bu da, Cemil Meriç'in durduğu zeminden boşluğa düşme tehlikesini getirir; okurun düşmemesi için sağlam bir korkuluğa ihtiyacı vardır. Bir korkuluk, bir tırabzan bulunmaz, öylece el yordamıyla gidilir karanlıkta. (s:137)

(Hayy Kitap, 2012, 184 sayfa)






KİTABIN ARKA KAPAĞINDAN:


Onlar Türk şiirinde kaideyi bozan istisnalar… Kimi yalnızlığı ilme dönüştürüyor, kiminin çektiği sıkıntının nedeni çok duyarlı olması. Kimi şiiri nefes alıp verir gibi yazıyor, kiminin şiiri militanın dervişle ritmik dansı gibi… 
Ömer Aksay, irfanî derinliğe sahip yalnızlıkları, modernleşme hareketleri ve kültürel şizofreni sonucu entelektüellerin içine düştüğü sığ yalnızlıktan ayrılan on büyük Türk şairini “resmediyor”. İslâmî duyarlılığa sahip çıkan, İslâmî ruha yön veren, anlamı kıran ve sınırları genişleten bu şairleri bilinmeyen yönleriyle anlatıyor. 
Onları yakından tanıyan ve onların şiirleriyle uzun yolculuklar yapan Aksay’a göre, Türk şiir ve düşünce hayatını yönlendiren bu on büyük müstesna şahsiyet, şiirleriyle, sahip oldukları duyarlılıkla ve şuurlarıyla istisna! 
“Biz koşu bittikten sonra da koşan atlarız” diyor Sezai Karakoç. Sırf bu cümle bile kaideyi bozmaya yetiyor aslında. 


Kaideyi bozan istisnalar bununla sınırlı değil elbette: Nuri Pakdil’in kendine has, kimseye benzemeyen, özgün kimliğiyle söyledikleri... Sezai Karakoç’un fikirlerini yaymak için kurduğu Yüce Diriliş Partisi’yle söyledikleri... İsmet Özel’in büyük beklentilerle kurduğu İstiklâl Marşı Derneği aracılığıyla söyledikleri... Necip Fazıl’ın siyasî tercihleriyle, siyasî tavırlarıyla söyledikleri... Cahit Zarifoğlu’nun şiiri dışında söyleme gereği duydukları... Rasim Özdenören’in, Cemil Meriç’in kesintisiz söyledikleri... Erdem Bayazıt’ın siyâsete girip söyledikleri... Mehmed Âkif ’in şiiri de dâhil, ölene kadar söyledikleri... Ve Yahya Kemal’in bastıramadığı vicdanının söyledikleri...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder