27 Kasım 2012

Dünyanın Sonu Değil - Mehtap Kayaoğlu




'Saçını Süpürge Eden Psikoloji' başlıklı yazıdan:

İletişim kurduğumuz insanlara fazla veriyor, onlardan az alıyorsak, ilk adaletsizliği önce "kendi"mize yapmış oluruz. Alırken adaletli olmak kadar, verirken de adaletle vermeliyiz...

Karşı tarafa yük olmadan vermeliyiz... çünkü fazla vermek, fazla iyilik yapmak, karşımızdakine verilen bir "yük"tür. Yük olmayacak kadar verici olmayı öğrenmek gerek...


Peygamberimiz'in(S.A.V) şu sözü aklıma gelince (yukarıdaki bilgiler ışığında) cidden tüylerim ürperiyor benim... İnsanın bilinçaltı dünyasının derinliklerinden çıkmış ve insana bu kadar uygun diğer sözlerden etkilendiğim gibi bir garip hissediyorum kendimi...

"Size kötülük edene, siz iyilikle cevap verin..."

Önceleri bu sözü okuduğumda saçma geliyordu... "ohhh ne iyi... adam benim gözümü oysun... ben ona iyilik yapayım... ne güzel...!" diyordum...

Terapötik eğitimle ve insan psikolojisinin derinlikleriyle buluşunca, bu cümlenin muhteşem bir tespit olduğuna inanmaya başladım...

İlk olarak, kötülük edene iyilikle cevap vermek; karşımızdaki insanın öfke duygularını doğrudan harekete geçirmeyeceği için, ondan gelecek olan yeni kötülüklerden bizi uzak tutacaktır. Çünkü insan karşısındakine onun gibi kötülük yapmak istediğinde, önce kendisine zarar verir... Önce  kendisi yıpranır... Önce kendisinin adrenalini yükselir... Tüm bunlar bir araya gelince önce kendisinin fiziksel ve ruhsal bünyesi hasar alır...

Oysaki iyilikle cevap verdiğinde, kendisini, kendi benliğini kışkırtacak bir oluşuma meydan vermemiş olur. Ve en önce kendi ruhsal bünyesini korumuş olur...

İkinci ve daha da önemlisi; iyilik yapmak, karşımızdakine "yük yüklemek"tir. Bir insana verilecek en güzel ceza (-ki ceza kelimesi, Arapçada ‘karşılık' anlamında kullanılmaktadır), onu ciddi bir yük altında bırakmaktır. Karşı karşıya kaldığı yükle ne yapacağına kendisi karar verir... Bu yükü nereye koyacağını bile bilemez... Taşımak zorunda kalır... Çünkü bırakamaz bir yere...


Aslına bakarsanız, bir insana verilecek en güzel ceza (hele de psikolojik süreçleri önemsiyorsak), bize kötülük yapana, iyilikle karşılık vermektir...
(s: 200-202)

(Nesil Yayınları, 2011, 240 sayfa)


14


KİTABIN ARKA KAPAĞINDAN

Günümüzde herkes daha fazla sorun yaşıyor.
Gençlerde ergen bunalımları yetişkinlerin menopoz /andropoz dönemleri  şiddetini artırdı.
Patronlar elemanlarına daha çok kızıyor şimdi.
Çalışan, işvereninden daha çok nefret etmeye başladı.
Anneler,  çocuklarını daha çok azarlamaya;
eşler, birbirlerini daha çok kırmaya;
öğretmenler, öğrencilerine daha az tahammül etmeye;
genç kızlar/erkekler, her aşılabilir sorunda daha çok depresyona girmeye;
pazardaki satıcılar, müşterilerine daha çok bağırmaya;
trafikte araç kullanan kişiler, diğer sürücülere daha çok küfür etmeye;
öğrenciler, daha tembel olmaya;
insanlar, "Ben lafımı çekmem, kimseden korkmam!" gibi garip bir mantık geliştirerek, çevresindeki kişilere karşı daha çok kırıcı olmaya başladı...
Oysa hiçbir şey dünyanın sonu değildir. Bu kitap çağımızda ruh sağlığı bozulan insanlara yardımcı olmayı amaçlıyor.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder