02 Ekim 2014
Hayat Güzeldir/Mustafa Kutlu
ÇİÇEK TEFSİRİ
...
Çiçeklerden kendini alamıyor...
Utanmasa eğilip yüzünü gözünü çiçeklere sürecek. Utanmayı bir yana savuruyor yaya kaldırımın yanındaki lalelere eğilerek yüzünü gözünü sürüyor.
Kalkıp bir daha bakıyor onlara.
Yüreği kabarmış, yaş gözünün ucuna kadar gelmişti. "Sizi bana gönderen Rabbime şükürler olsun" dedi.
Ne trafik gürültüsü, ne korna, ne motor sesi. Çiçeklerin türküsüne kapılıp ilk gördüğü mescide kadar yürüdü.
Ufak, temiz bir mescit. Bomboş. İçeride leylak kokusu. "Aferin müezzine, sağa sola damlatmış kokudan." Mihrabın önüne kadar gitti. Tekbir alıp iki rekat şükür namazı kıldı. Uzun uzun dua etti. Tahliller olumlu çıkmış, o şüphe edilen kötü hastalığa yakalanmamıştı.
Duvardaki hatlara, minberin ahşap oymalarına, çinilere ayrı ayrı; uzun uzun baktı.
İşte nefes alıyor, kalbi tıkır tıkır çalışıyor, midesi iyi, morali yerinde. "Her nefeste Allah demek lazım" diye geçirdi içinden. Hatta daha ileri gitti. Kötü hastalık gelmiş olsaydı bile "Kahrın da hoş, lütfun da hoş" diyebilmeliydi.
Nerdeee!..
Aylardır ter basan uykular, zor atılan adımlar. Korku, şüphe, sıkıntı içinde kalmıştı.
"Ben o mertebede değilim Ya Rabbi. Bana çekeceğim yükten ağırını verme. Bizi hastalıkla, açlıkla, yoklukla imtihan etme. Kahrın da hoş lütfun da hoş, demek için insanın veli olması lazım. Ben kimim ki? Bir aciz kulum. Nerde bende o teslimiyet? Bugünüme şükrolsun" deyip çıktı mescitten.(s:18-19)
(Dergah Yayınları, 2013, 168 sayfa)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder