Günümüz Yazarlarının Dilinden Edebiyat İzleri
Ahmet Altan, Ahmet Ümit, Alev Alatlı, Aslı Erdoğan, Ayfer Tunç, Ayşe Kulin, Bejan Matur, Buket Uzuner, Cihan Aktaş, Doğan Hızlan, Ebubekir Eroğlu, Elif Şafak, Fatma Karabıyık Barbarosoğlu, Feyza Hepçilingirler, Hilmi Yavuz, Hüsrev Hatemi, İskender Pala, Jale Parla, Mehmet Güreli, Metin Üstündağ, Murathan Mungan, Nedim Gürsel, Orhan Okay, Oya Baydar, Ömer Erdem, Rasim Özdenören, Sadık Yalsızuçanlar, Sadık Yemni, Sema Kaygusuz, Semih Gümüş, Sevinç Çokum, Vedat Türkali, Vivet Kanetti ve Yavuz Bülent Bakiler ile yapılan röportajlar, isim sırasına göre kitapta yer almış.
ALEV ALATLI
Kitapları ve kitaplarla ilgili bir gerçeği çok küçük yaşta keşfettim: Her bir kitap, insanın ömrüne bir ömür daha katıyor...Bence, ölümsüzlük okuyarak mümkün olabilir. Çünkü her okuduğunuz kitap size bir başkasının hayatını ekliyor. Tolstoy okuyorsunuz bir Tolstoy kadar yaşamış oluyorsunuz. 82 yıllık müthiş bir deneyim ve tarihin bir döneminde. Veya bir başka yazar okuyorsunuz o size bir şey veriyor. Şimdi bunu da keşfettiğim zaman hayatımın büyüdüğünü gördüm. (s:23)
...Bir ders kitabı benim için bir kitaptı ve ben daha sömestrin ilk iki haftasında bütün kitapları okumuş olurdum meraktan...(s:24)
CİHAN AKTAŞ
...Ben kendi dönemine tanıklık etmeyi çok önemsiyorum.Çünkü şuna inanıyorum: Bir resmi tarih var, bir de resmi olmayan bir tarih. Resmi olmayan tarihlerin edebiyatçılar kanalıyla dillendirildiğini düşünüyorum. (s:90)
ELİF ŞAFAK
...Yaşayan kelimenin yaşamasına izin vermekten ve muhakkak ki geniş bir kelime yelpazesi kullanmaktan yanayım. Ben aslında her yazarın muhakkak Osmanlıca-Türkçe sözlük barındırması, okuması gerektiğini düşünüyorum. Bize düşen bir ev ödevi bu. Yazıda tembellik çok desteklediğim, içime sindirdiğim bir şey değil. Okurken de bilmediğim kelimelere rastladığımda açıp bakıyorum. Yani ona bir emek sarf etmek gerektiğini düşünüyorum. Genellikle anadilimiz için pek emek sarf etmiyoruz. Yani yabancı dil öğrenirken, nebileyim İngilizce, Fransızca öğrenirken ona enerji harcıyoruz, para veriyoruz, zaman harcıyoruz; ama dilimizi, zaten bize verilmiş, cebimize konulmuş bir şey zannediyoruz. Türkçe'yi biraz hoyrat kullandığımızı düşünüyorum. (S:128-129)
OYA BAYDAR
Almanya'da yaşıyordum ve Berlin duvarının yıkılışını neredeyse dibinde yaşadım. Ama bütün ideallerimi, bütün kimliğimi, kişiliğimi o zamana kadar sosyalist düşünce üzerinden geliştirmişim. Yaşım neredeyse elliye gelmişti o sıralarda ve bu çöküş bana çok acı geldi. Her şeyin muhasebesini yeniden yapmak durumundaydım. Her şeyi yeniden gözden geçirdim: "Yanlış neredeydi? O yanlışta benim payım var mıydı, yok muydu? Yanlış yoktu da başka bir şeyler mi oldu?" Her şeyi düşünmek çok ağır geldi. Bir kurtuluştu yazmak. Yeniden yazmaya başladım ve Elveda Alyoşa'daki anlatı derlemesi, hikâye derlemesi çıktı ortaya. (s:278)
VEDAT TÜRKALİ
...Benim ilk romanlarım ilk başta 10 bin 10 bin çıkıyordu. Bugün 5 bin, yok. Çünkü bir defa okuma eğilimi azalıyor, görsel faktörler büyüyor, değil mi? Gençlere bakın... Ellerinde bir telefon, bir televizyonun başındalar hep ya da videoları vardır. Oturup da sıkacak kendini. Ancak çok meraklısı olacak da, bir. İkincisi pompalanacak, büyük bir reklâm gücü olacak. (s: 371)
(Profil yayıncılık, 2010, 389 sayfa)
KİTABIN ARKA KAPAĞINDAN:
İnsan ne için yazar? Bu sorunun cevabının her yazara göre değiştiğini düşünürdüm. Ancak Türk edebiyat tarihini anlatan bir belgeselin çekimleri esnasında sorunun cevabını ünlü hikâye yazarımız Sait Faik Abasıyanık'ın ifadesinde buldum. "Yazmasam ölürdüm!" cümlesi, yaklaşık otuz dört yazar ile yapılan ve günler süren röportajların ardından bu soruya en anlamlı cevap oldu.
Bu kitap otuz dört yazar ile iki yüz saati bulan röportajların önemine binaen hazırlanmıştır.
Röportajlar sırasında yazarlarımız ile iki şey üzerinde durduk: Onların Türk edebiyat tarihine bakışları, yazarlık serüvenleri ve Türk edebiyat tarihi içinde kendi konumlandırılışları.
Röportajlara, edebiyat tarihini analiz eden bakışlardan faydalanmak için edebiyat tarihçilerini ve eleştirmenlerini de dahil ettik. Bazı şair ve yazarlarımız bu konudaki engin bilgileri ile kendilerini anlatmaktan ziyade edebiyat tarihimizi yorumlayarak belgeselimize büyük ölçüde katkıda bulundular.
AYŞE BÖHÜRLER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder