15 Ocak 2015
Tasavvuf Bahçeleri / Necip Fazıl Kısakürek
...Heyetinde zıt hakikatleri birleştiren insan, tasavvuf yoluna girip de, ruhun hakikatine uygun zikirle meşgul olunca, "kim birşeyi severse, onu çokça anar" ve "kim birşeyi çok anarsa, onu daha çok sever" ölçüsüne göre, Allah lafzı ve Tevhid kelimesinin altı latifesi üzerinde, hayal yoluyla gidip gelişinden, İlahi aşk ve muhabbet hissine yükselir. Bu aşk ve muhabbeti artıran İlahi zikir, Allah'ın emrinden olup insana nefhedilmiş bulunan ruha da kuvvet verir ki, böylece ruh, teşekkülüne aldığı beşeri alışkanlıkları terketmek suretiyle, unsurların, yani kesafetin gereği olan katılık ve şiddet, zayıf düşer; böylece de ulvi hakikat galip ve süfli hakikat büsbütün mağlup olur. (s:20)
Övülmüş iyi hasletlerin kazanılmasını ve kınanmış kötü huy ve davranışların yok edilmesini, bilhassa, tasavvuf yoluna girmekle daha rahat, daha kolay ve daha hızlı bir şekilde gerçekleştirmek mümkündür.
Netice:
Tasavvufun gayesi kısaca, en üstün Peygamber'in ahlakını kazanmak ve İlahi Ahlak ile sıfatlanmak ve Şer'i amelleri kolaylık ve rahatlıkla ifa etmektir. (s:21)
Kalp feyizleri, zikir ve virdlerin meyvesi olduğundan, kalbinde vird ve zikri olmayan salikin kalbi örtülü ve sırrı kör kalır. (s:41)
...diğer bütün sebeplerden doğan düşmanlığın giderilmesi mümkünse de haset mahsulü olan düşmanlığın yok olması mümkün değildir. O, dehşetli, korkunç, müzmin bir hastalıktır. Hasedin devası, hased edilen kimsenin gıyabında, nimetinin artmasına dua etmek ve yüzüne karşı da sevgi ve dostluk göstermektir. (s:72)
Biri var ki, başında da, sonunda da, varolan O'dur; O'ndan başka var yoktur. Bu dünya "bir varmış bir yokmuş" mealindedir. Yani ezellerin ezelinde bir zat vardı; ondan başka hiçbir şey yoktu. O zatın bilgisinde, bu alemin böyle olacağı vardı. Kendi vücudunun ışığı ile, o zat, bu alemi var eyledi; bütün mevcutları, varlık çehresiyle apaçık ortaya çıkardı ve görünür kıldı. Yani o zat, yine her anda bütün mevcutları varlıkla yokluk arasında gezdirir, varlıkla yokluk arasında sanatını gösterir. Ezellerin ezelinde yok olan yine yoktur; isterse var gibi görünsün... Ezellerin ezelinde var olan zat, herşeyi kucaklayıcı ve kendisinde helak edici manasıyla, var olandır. Var ve bir olan O'dur. O, birliğiyle ve sınırsız kudretiyle herşeye kadirdir. (s:130)
(Büyük Doğu Yayınları, 156 sayfa, 2011)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder