17 Şubat 2011

İçimdeki Cennete Yolculuk - Ümit Meriç



Kur’an-ı Kerim Peygamberimize(a.s.m) nazil olmuştur ama her an hepimiz için tekrar nazil olmaktadır. Bunu çok kereler tecrübe ettim. Tecrübe edenlerden de dinledim. Kur’an-ı Kerim yaşayan bir kitaptır. Onun için de “mucize” dir. 1957 yılından itibaren kitap okumaya başladım. Önce babama okudum, sonra kendim okudum. Herhalde elli senedir kitap okuduğum söylenebilir. Bütün bu kitapları okuduktan ve otuz yıla yakın bir süredir, kusur-u küsuratıyla namaz kılmaya niyet eden bir kul olduktan sonra geldiğim nokta şudur:
Hayatın, bize belli hakikâtleri idrak için verilmiş bir nimet olduğuna kâniyim. Bu nimetin idraki ve bu idrakin ifadesi olarak, okumaya olduğu kadar namaza da çok ehemmiyet veriyorum. (s: 62)



İslamiyet, Allah’ın kullarına son ve nihaî armağanı olduğu için “Bütün dünyayı İslam’la müşerref eyle, Ya Rab” diye dua ederim; kendi çapımda yaşadığım tecrübe, “ben”in ben’le tanışması, kulluğumu bulmam ve bilmem, velhasıl İslam’ın imkânlarıyla kendim olmam süreci, beni o kadar mutlu ve huzurlu etti ki, bu tecrübeyi güney Afrika’daki bidondan evinde oturan zenciden, Boston’daki malikânesinin bahçesinde, sekseninci yaş gününü dostlarının arasında, elinde içki kadehi ile kutlayan beyaz anglo-sakson, Protestan yaşlı kadına kadar bütün Adem oğulları ve Havva kızlarının yaşamasını istiyorum. Yaşayabilirler mi? Bilmiyorum. Ama ben kendimi bu duayı etmekle mükellef görüyorum. Etmezsem, kendimi 1.70 boyundaki bedenimin içine hapsetmiş, egoist bir mümin olmuş olurum gibi geliyor ki müminlik ile egoistlik asla bağdaşmaz. Eğer egoistsem, müminliğimi mutlaka çok inceden inceye teşrih masasına yatırmam ve hiç acımadan kendimi ameliyat etmem gerekir. (S.168)




(Etkileşim Yayınları, 2010, 176 sayfa)





KİTABIN ARKA KAPAĞINDAN:




Türk düşünce hayatına büyük etkileri olan mütefekkir bir babanın kızı, sosyoloji profesörü, entelektüel, ama en önemlisi manevi hayatı zengin bir müslüman. Ümit Meriç, kendisiyle yapılan röportajlardan oluşan bu kitapta, intiharın eşiğine kadar varan buhranlardan sonra secdeyi keşfedişinin, nasıl hayatının en önemli olayı olduğunu anlatıyor:




"O zamana kadar önce anlamanın, sonra inanmanın peşindeydim. Bu kerre ise önce inandım, sonra anlamaya başladım. ´Niye?´ diye sormuyordum artık. ´Peki´ diyordum ve varlıkla aramdaki perdeler her gün bir parça daha aralanıyor, irfan coğrafyasında okuduklarım, namaz kılarken ve oruç tutarken yaşadıklarım, o zamandan itibaren yazmaya başladığım rüyâlarım, beni bazen sevindiren, bazen keyfimi kaçıran, ama mutlaka karşıma çıkıveren tevafuklarım beni yeni idrâklere taşımaya başlıyordu. Batılı bir eğitimin tezgahından geçmiş olan idrâkimin kalıpları kırılıyordu. Ya da akıl adımlarımın arşınlamaktan âciz kaldığı bir dünyayı, imanımın kanatları sarıp sarmalamaya başlamıştı. Bilmediğim bir irfan dünyasında, henüz cılız olan kanatlarımı, kocaman kocaman açmaya gayret ediyordum. Sorularım, virgüllerim yerlerini noktalara terkediyordu. Eğitimini aldığımı sandığım Batılı bilginin bana az gelen yarı-hakikatlerinden, yaşanan imanın bütün ruhu doyuran ve dolduran mutlak hakikatlerine sefer ediyor, içimdeki cennete adım adım yaklaşıyordum."




İçindeki cenneti keşfe çıkan bir bilim ve gönül insanının ruh zenginliklerini, bu kitapta bulacaksınız.


4 yorum:

  1. Hayırlı cumalar,
    bloğunuzun altındaki sureleri gösteren şeyi ben de kendi bloğuma eklemek isterim. Nasıl yapabilirim acaba? Tıkladıkça başka sure geliyor. Çok hoşuma gitti.

    YanıtlaSil
  2. Hayırlı cumalar,
    Gerekli kodu yazdım ama html niz kabul edilemez uyarısı verdi.
    HOŞÇAKALIN.

    YanıtlaSil
  3. Humeyra Hanım tekrar merhaba,
    Kur'an-ı Kerim kodunu humeyralar@gmail adresine gönderdim. Mailinizi kontrol eder misiniz?
    Hoşçakalın.

    YanıtlaSil
  4. Merhaba, blogunuzu izleme listeme almak istiyorum ama izleyiciler / izle butonunuz olmadığı için yapamıyorum. Oysa izle butonu ile kendi blogumu her açtığımda sizdeki yenilikleri görmek isterdim.

    YanıtlaSil